Milli Eğitim Bakanı'ndan Okullarla İlgili Açıklama: 15 Şubat'ta Kademeli Açmayı Düşünüyoruz

Son Dakika... Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CNN Türk ekranlarında katıldığı canlı yayında 15 Şubat'ta okulların kademeli olarak açılmasının planlandığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanı'ndan Okullarla İlgili Açıklama: 15 Şubat'ta Kademeli Açmayı Düşünüyoruz

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okullarda yüz yüze eğitime ilişkin son dakika açıklamalarında bulundu.

CNN Türk canlı yayınına katılan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk,  yüz yüze eğitimin kademeli olarak başlayacağını belirtirken, 15 Şubat tarihini hatırlatarak, "15 Şubat'ta okulların açılması ilke kararı var" ifadelerini kullandı.

LİSE ÖĞRENCİLERİNİN SINAVLARI

İlkokul kademesi, ortaokul kademesi bizim çocuklarımızın daha çok eğitimsel, pedagojik gelişimlerini öne çıkarır. Çocukların akademik ilerlemeleri daha çok lisede ele alınır. Bir ilkokul öğrencisiyle lise öğrencisinin karşılaştırılması eğitimin bilimi açısından çok doğru değil. Liseli gençlerimizin sınava girmeleri, onların bir sonraki sene rahat etmeleri açısından ki, diyelim ki 9. sınıfta öğrencimiz biz ikinci dönemi geçen yılki gibi dikkate almazsak, sadece birinci dönemden sorumlusunuz derseniz bir sonraki yıl zaafiyete uğruyor. O yüzden öğrenme kayıplarını daha da artıracak bir yolu seçmemeyi, bizim bir eğitim bilim kurulumuz var, onlarla yaptığımız görüş alışverişinde, ilk ve ortaokullarda bunun sınav olarak yapılmaması, liselerde sınav olarak yapılması, önümüzdeki 5-6 yılın kayıpları açısından çok daha kritiktir kararı çıktı. 

MERKEZİ SINAVLAR

Merkezi sınavlarda öğrenciler tüm müfredatlardan sorumlu tutulacaklar. Bizim öğrencilerimizin yarısı müfredatın tamamından olmasını söylüyor. Çok hazırlandık diyorlar. Bir kısmı da yarısından olsun diyor, biraz öyle istiyorlar. Aynı şey merkezi sınavlarda da karşımıza çıkıyor. Bu dinamik bir süreç, ben yıl sonuna kadar şöyle olacaktır ya da olmayacaktır desem, süreç değiştiğinde tablo farklılaştığında bizde kararımızı gözden geçiriyoruz. Ama bu sene geçen sene gibi değil. Geçen sene Mart ayında küresel salgın başladığında, okulları kapattık, tüm dünyada böyle bir tedbir alındı, biz hiç hazır değildik. Ne televizyon kanalları vardı, ne internet altyapımız buna yetkindi, bakanlığın kendisinin hazır olmadığı dönemde toplumdan yüksek beklenti içerisine girmesi doğru değildi. 

DÜNYADA İLK 5'E RAHAT GİRERİZ

Fakat şimdi, diğer ülkeleri de karşılaştırıyoruz, ve şunu istiyoruz, Türkiye'yi Milli Eğitim Bakanlığı'nı başka ülkelerle lütfen karşılaştırın. Kanada, İspanya, Portekiz, İngiltere'de ne olmuş karşılaştırın. Uluslararası kriterlerle karşılaştırın. Öğrencisinin ve öğretmeninin en çok canlı ders yapma sayısı, televizyon eğitim kanalları kurulmuş mu, yardımcı kaynaklarla nasıl bir altyapı oluşturulmuş, EBA'nın içerisindeki kapsamın , özel eğitim ihtiyacına göre, mesleki eğitim ihtiyacına göre katmanlaştırılmış mı? bunlarla ilgili çok iyi durumdayız. Kesinlikle çok iyi durumdayız. Dünyada ilk 5'e rahatlıkla girer. 

EĞİTİMDE YENİ DÖNEM

AK Parti döneminde 700 bin civarında öğretmen gelmeye başladı. Tüm bunları şunun için söylüyorum, bizim eğitim yatırımlarımız bu şekilde okullara , okul yapmaya ve diğer hususlara doğru akarken, birçok ülkede şunu görüyoruz. Onların okulları tamamlanmış, nüfusları artmıyor, başka ihtiyaçları yok. Soft yatırımlara yönelmişler. Bizim temel ihtiyaçlarla ilgili az da olsa eksiğimiz var, bunu tamamlamaya çalışıyoruz. Eğer okullar arasındaki imkan farkı fazla olursa, o ülkede sınav ağırlıklı bir eğitim sistemi oluşur. Okulların imkanlarının birbirine yakın olduğu ülkede baz oluşur, o ülkede kalite konuşulmaya başlar. Türkiye , artık uluslararası kaliteyi konuşuyor. Neden Türkiye Pisa'da sıçrama yaşadı, OECD ortalamasının üstüne çıktı ilk kez. Tüm katılımcı ülkeler arasında ilk 3 arasında artıştaki seviye bakımından. Bütün sosyoekonomik gruplarda artış var. Sadece ekonomik geliri düzeyi yüksek olanlarda değil. PİSA'da Türkiye'de Fen alanında 54'üncü sıradan 39'a, Matematik'te 50'den 42'ye yükseldi. TİMSS'le ilgili bir iki şey söyleyeyim, Matematik'te 4. sınıfta 36'dan 23'e, Matematik'te 24'ten 21'e yükseldi.  TİMSS, müfredattaki konuların testiyle ilgili bir süreç, PİSA ise okuduğunu anlama gibi temel becerilerle ilgili bir araştırma ve sınav. Türkiye'nin bu iki sınavda da ciddi bir atak yapması, sıçrama yapması, bu birikimle ilgili. Bunlar gelecekte daha iyi konumlara geleceğinin müjdesini şimdiden verebiliriz.

Türkiye, tanzimattan bu yana bir arayış içerisinde, Namık Kemal'in bile ekonomi ve eğitim konusunda ciddi yorumları var. Üretim konusunda, istihsal eğitimi denilen bir eğitim var üretimle ilgili anlayışlar var. Türkiye aslında bu arayışı sürdürüyor. 

AÇIK LİSELERLE İLGİLİ 

Geçtiğimiz günlerde Açık liselerle ilgili bir açıklama yapmıştım. 5-6 Aralık 2020'de yapılması gereken sınavlar vardı bunları erteledik. O yüzden 25 Şubat'ta 1. dönemin sınavlarını yapacağız, çevrimiçi yapacağız, 25 Mart ve ilerleyen süreçte de sınavlar olacak. 3. dönem sınavları bizim e sınav salonlarımızda çevrimiçi olacak. Biz uluslararası güvenlik standartları çerçevesinde e-sınav merkezlerimizi kurduk. Bu sınavlara 1 milyon 75 bin civarında öğrenci katılıyor. Bunların içerisinde farklı gruplardan öğrencilerimiz var. 1 milyon 75 bin civarında öğrencimiz sınavlara girecektir.

4+4+4'ten sonra açıköğretimle ilgili lise ile ilgili kısmi artış oldu. Çok farklı liselerden, açıköğretime kayma oldu. Sınava giren öğrenci sayısını da söyledim, dramatik bir artıştan söz etmiyoruz. Açıköğretimin de yapısal olarak dönüşme zamanı geldi. Sadece bir kitaptan , hazırlanılarak sınava girildiği süreçten, EBA ve Tv'lerin de devreye girdiği bir sürece giriyoruz.

ÖĞRETMEN ATAMALARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA

Tabii, geçtiğimiz yıllara son 5-6 seneye baktığınızda, çok farklı tarihlerde açıklandığını görürsünüz. Bazı iş ve işlemler var ki bunu MEB tek başına deme durumunda değil. Genel mali politikalarla, bütçe disipliniyle ilgili husus bu. Bu konuyla ilgili Maliye bakanlığımızla görüşmelerimiz sürüyor. Neticelendiği gün değil, dakika bunu zaten paylaşıyoruz. Gençlerin heyecanını anlamak lazım. Bir umut ve hayal içerisindeler, bu hayallerinin olması, geleceğe, bu ülkeye, çocuğa  ilişkin durumu elbette anlamak ve destek olmak lazım. Biz her zaman geçen sene 41 bin civarında, ondan önceki sene de 40 bin civarında alım yaptık. Kamudaki kadroların en fazlasını hep Milli Eğitim alıyor. Hangi bakanlığa ne kadar kadro verilecek, bunun kabinede belirlenmesi gerekiyor.  Elbette bu aslında üzerinde çalıştığımız bir konu, bugünlerde daha çok çalışılan bir konu. Ben yakın zamanda çözüm üretmeyi istiyorum.  Bu atamanın elbette yüksek olmasını bekliyor arkadaşlarımız. Bunun ne kadar olacağı konusuna ilişkin olarak, bütçe disiplini içerisinde bu çalışmaların bitmesi gerekiyor. Bugün bende bilmiyorum ne kadar olacağını, bizim çabamız daha çok öğretmen ataması konusunda gereken çalışmaları, hazırlıkları yapıyoruz.

ATAMALARDA MÜLAKATLAR YÜZ YÜZE Mİ OLACAK?

Atamalarda mülakatlar konusu salgının durumuna bağlı. Bugün birçok meslek fiili olarak işbaşında zaten. Her gün işteler. Bizim belli dönemde kontrollü olarak yapabileceğimiz mülakatların riskinin ne olacağına bakarak yüz yüze yapmaktan çekinmeyebiliriz.