Türkiye'de milyonlarca öğrenci ve ailenin geleceğini şekillendiren üniversite tercih süreci, şok edici bir iddiayla gündemde. Milliyet gazetesinden Ozan Ömer Kadüker'in haberine göre, bazı eğitim danışmanları ve rehber öğretmenler, öğrencilerin hayallerini bir kazanç kapısına dönüştürmüş durumda. İddialara göre, bu kişiler öğrencileri belirli vakıf üniversitelerine yönlendirerek karşılığında ciddi komisyonlar alıyor.

Sistemin işleyişi ise oldukça basit. Rehber öğretmenler, anlaştıkları vakıf üniversitelerine yönlendirdikleri her öğrenci için para alıyor. Bu rakam, öğrenci başına 30 bin TL'ye kadar çıkabiliyor. Üniversiteler tarafından rehber öğretmenlere sunulan prim tarifesi, adeta bir satış-pazarlama sistemini andırıyor. Öğrencinin tercih listesindeki sıraya göre ödenen komisyon miktarı da değişiyor.

Ortaya çıkan bilgilere göre üniversitelerin sunduğu 'komisyon tarifesi' şu şekilde işliyor:

■ Birinci sıradaki tercih için: 30 bin TL

■ İkinci ve üçüncü sıradaki tercihler için: 20 bin TL

■ Dördüncü ve beşinci sıradaki tercihler için: 10 bin TL

Bu kirli pazarlığın en çarpıcı yanı ise artık gizli saklı yürütülmemesi. Rehber öğretmenlerin ve eğitim danışmanlarının yer aldığı WhatsApp gruplarında, üniversitelerin komisyon teklifleri açıkça reklam olarak paylaşılıyor. Sistemin ne kadar normalleştiğini gözler önüne seren o mesajlardan bazıları ise şöyle:

'X Üniversitesi’ni tercih edip kazanan her öğrenciniz için 5 bin TL ödeme yapılacaktır. Prim alabilmek için öğrencinin bilgilerini 11 Ağustos’a kadar iletin.'

'Tüm bölüm ve programlarda toplamda 10 öğrenciye kadar ön lisansta 8 bin TL; 11-20 arası öğrenci için lisansta 9 bin TL; 21-30 arası öğrenci için lisansta 10 bin TL verilecek.'

Eğitim uzmanları, bu 'komisyoncu' sisteminin yıllardır devam ettiğini ve öğrencilerin geleceği için büyük bir tehlike oluşturduğunu belirtiyor. Bu noktada en büyük görev ailelere düşüyor. Uzmanlar, aileleri şu durumlara karşı uyarıyor: Eğer bir rehber öğretmen sürekli olarak sadece belirli bir veya birkaç vakıf üniversitesini övüyor, diğer seçenekleri görmezden geliyor veya öğrencinin ilgi ve yeteneklerine uymayan tercihlerde ısrar ediyorsa, bu durumdan şüphelenmek gerekiyor.

Bu sistem, öğrencinin geleceğine ışık tutması gereken rehber öğretmeni, bir danışmandan çok bir 'komisyoncuya' dönüştürüyor. Öğrencinin yetenekleri, ilgi alanları ve başarı potansiyeli yerine, öğretmenin alacağı komisyonun önceliklendirildiği bu durum, gençlerin hayatlarında geri dönüşü olmayan hatalara yol açma riski taşıyor.