Sahte Diploma Soruşturmasında Şok İtiraf: 'Öğretmen Atamalarına Müdahale Ettik'

Ankara merkezli yürütülen e-imza ve sahte diploma soruşturması, Türkiye'nin eğitim sistemini temelden sarsan bir skandalı ortaya çıkardı. Çete üyesinin itirafları, MEB ve ÖSYM sistemlerine sızılarak usulsüz atama ve puan yükseltme yapıldığını gözler önüne serdi.

Sahte Diploma Soruşturmasında Şok İtiraf: 'Öğretmen Atamalarına Müdahale Ettik'

Türkiye, kamu düzenini hedef alan organize bir sahtecilik ağıyla sarsılıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü e-imza ve sahte diploma soruşturması, "Ziya Hoca" lakaplı Ziya Kadiroğlu liderliğindeki suç örgütünün faaliyetlerini deşifre etti. Örgütün kilit isimlerinden Mıhyeddin Yakışır'ın itirafları, skandalın boyutunu gözler önüne serdi: Çete, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) sistemlerine sızarak öğretmen ve müdür yardımcısı atamalarına doğrudan müdahale etmiş.

Soruşturma dosyasında yer alan bilgilere göre, örgütün operasyonel beyni olarak çalışan ortaokul mezunu Mıhyeddin Yakışır, lider Kadiroğlu'nun talimatıyla hareket ettiğini belirtti. Yakışır, aralarında Ağrı İbrahim Çeçen, İnönü, Ege ve Atatürk Üniversitesi gibi prestijli kurumların da bulunduğu birçok üniversitenin üst düzey yöneticilerinin kimlik bilgileriyle sahte e-imzalar ürettiklerini itiraf etti. Bu e-imzalar kullanılarak yüzlerce sahte diploma düzenlendiği tespit edildi. Yakışır'ın telefonunda ele geçirilen PDF dosyaları ise, örgütün öğretmen ve müdür yardımcısı atama listelerine eriştiğini ve bu listeler üzerinde oynama yaptığını kanıtlar nitelikte.

Yakışır'ın itirafları, sadece MEB ile sınırlı kalmadı. Örgütün, ÖSYM sistemlerine de sızarak adayların sınav puanlarını yükselttiğini iddia etti. Bu işlemleri lider Kadiroğlu ve bir diğer organizatör Gökay Celal Gülen'in gerçekleştirdiğini söyleyen Yakışır, Kadiroğlu'nun kendi telefonuna "com.meb.mebanahtar" isimli bir uygulama yüklediğini ancak kendisinin bu uygulamayı hiç kullanmadığını savundu. "Tüm bildiklerimi samimiyetle anlattım. Yaptıklarımdan dolayı çok pişmanım" diyerek suçunu kabul etse de, iddianamede savcılığın bu iddialara ilişkin nihai bir değerlendirme yapmadığı vurgulandı.

Suç ağının faaliyet alanı oldukça geniş. Yakışır'ın telefonunda sahte kalfalık, ustalık belgeleri ve kimlik fotoğrafları da bulundu. Çetenin Adana'daki bir sürücü kursuyla iş birliği yaparak, ehliyet sınavında başarısız olan yaklaşık 40 kişinin sonucunu para karşılığında "başarılı" olarak değiştirdiği ve bu işlemden 150 bin TL gelir elde ettiği ortaya çıktı. Sahtecilik o kadar ileri bir boyuta taşınmış ki, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı'nda görevli bir başkomiser adına bile sahte e-imza üretilmiş.

Örgüt lideri Ziya Kadiroğlu'nun suç sicili ise oldukça kabarık. Daha önce 2010-2016 KPSS soruşturmaları ve 2016'daki bir başka sahte diploma davasında da örgüt lideri olarak yargılanan Kadiroğlu'nun, yakalanan çete üyelerine "Panik yapmayın, birkaç yıl yatar çıkarız" şeklinde telkinde bulunduğu öğrenildi. Örgütün, sahte belgeleri 250 bin TL ile 2,5 milyon TL arasında değişen fiyatlarla sattığı ve ödemelerin bir kısmını kripto para aracılığıyla aldığı belirtiliyor.

Bu kapsamlı skandal, yalnızca eğitim sistemini değil, Türkiye'nin dijital güvenliğini de tehdit ediyor. BTK Başkanı ve YÖK bürokratları gibi birçok üst düzey kamu görevlisinin e-imzalarının kopyalandığı, e-Devlet sistemine sahte diplomaların yüklendiği ve hatta MİT personelinin verilerine ulaşıldığı iddiaları, ülkenin siber altyapısındaki kritik zafiyetleri gündeme taşıdı.