Öğretmenlerin Servis Denetimi Çilesi: Yasal Zorunluluk mu, Angarya mı?

Okul servislerini denetleme görevi öğretmenler ve okul yönetimleri arasında krize yol açtı. Sendikaların 'yapmayın' kararına rağmen görevlendirilen öğretmenler ne yapmalı? Yasal süreç ve mahkeme kararlarına ilişkin tüm detaylar haberimizde.

Öğretmenlerin Servis Denetimi Çilesi: Yasal Zorunluluk mu, Angarya mı?

Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte okullarda yeniden gündeme gelen konulardan biri de öğretmenlerin okul servisi denetim görevi oldu. Okul yönetimleri tarafından komisyonlarda görevlendirilen öğretmenlerin servisleri denetlemesi istenirken, sendikalar bu durumun öğretmenin asli görevi olmadığını belirterek karşı çıkıyor. Bu durum, öğretmenler, idareciler ve sendikalar arasında bitmeyen bir tartışmayı beraberinde getiriyor.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) okul servis araçlarına yönelik yayımladığı yönetmelik, denetimlerin yapılmasını zorunlu kılıyor. Okul yönetimleri de bu yönetmeliğe dayanarak, öğretmenler kurulu kararıyla oluşturulan komisyonlar aracılığıyla öğretmenleri bu denetimlerde görevlendiriyor. Ancak öğretmen sendikalarının tamamı, bu görevin bir 'angarya' olduğu ve öğretmenin sorumluluk alanı dışında kaldığı gerekçesiyle eylem kararı almış durumda.

Sendikaların kararına uyarak servis denetimi yapmayı reddeden öğretmenler ise okul müdürlükleri tarafından disiplin soruşturmasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Haklarında soruşturma açılan ve ceza alan öğretmenlerin yasal hakları bulunuyor. Bu öğretmenler, idare mahkemelerine başvurarak kendilerine verilen cezaların iptalini talep edebiliyor. Hukukçular, idare mahkemelerinin bu tür davalarda genellikle öğretmen lehine karar vererek cezaları iptal ettiğini belirtiyor.

Ancak mahkeme sürecinin uzun ve meşakkatli olması, birçok öğretmeni bu yola başvurmaktan alıkoyuyor. Soruşturma ve dava süreçleriyle uğraşmak istemeyen çok sayıda öğretmen, sendika kararına rağmen okul yönetiminin verdiği servis denetimi görevini istemeyerek de olsa yerine getirmeyi tercih ediyor. Bu durum, öğretmenlerin yasal hakları ile idari baskı arasında sıkışıp kalmasına neden oluyor.