Türkiye'deki on binlerce öğretmenin gözü kulağı, yaklaşan toplu sözleşme görüşmelerine çevrildi. Öğretmenlerin en önemli taleplerinden birini ise nöbet görevleri için ödenen ücretlerdeki adaletsizliğin giderilmesi oluşturuyor. Mevcut sistemde, öğretmenler haftada kaç nöbet tutarsa tutsun, yalnızca tek bir nöbet için ücret alabiliyor.

Okullarda eğitim-öğretim sürecinin aksamadan ve güvenli bir şekilde yürütülmesi için nöbetçi öğretmen uygulaması hayati bir rol oynuyor. Ancak süt izni, sağlık izni veya aylıksız izin gibi nedenlerle görev başında olamayan öğretmenlerin nöbetleri, diğer öğretmenler arasında paylaştırılıyor. Bu durum, bazı öğretmenlerin haftada birden fazla, hatta zorunlu hallerde beş güne kadar nöbet tutmasına yol açabiliyor.

Sorunu derinleştiren bir diğer etken ise ücretli öğretmenlere nöbet görevi verilememesi. Bu nedenle oluşan nöbetçi açığı, yine kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler tarafından kapatılıyor. Ancak bu fedakarlığın karşılığı mevcut yönetmelikte bulunmuyor.

Öğretmenler, haftada birden fazla nöbet tutsalar dahi, yalnızca bir günlük nöbet ücreti alıyor. Bu ücret ise sadece 3 saatlik ek ders ücretine denk geliyor. Bu durum, fazladan görev yapan öğretmenler arasında haklı bir tepkiye neden oluyor.

Toplu sözleşme masasına taşınacak olan bu talep, öğretmenlerin emeğinin karşılığını tam olarak alması için yasal bir düzenlemenin kapısını aralayabilir. Talebin kabul edilmesi, yalnızca maddi bir kazanım değil, aynı zamanda okullardaki çalışma barışını ve motivasyonu artıracak önemli bir adım olarak görülüyor.