Türkiye'de uygulanan sıkı para politikaları ve enflasyonla mücadele programı, kamu harcamalarında önemli kısıtlamaları beraberinde getirdi. Asgari ücret, emekli ve memur maaşlarına yapılan zamların beklentilerin altında kalması, bu sürecin en somut yansımalarından biri oldu. Ekonomik tedbirlerin etkileri tartışılırken, gözler gelecekteki kamu personeli alımlarına, özellikle de öğretmen atamalarına çevrildi.

Son dönemde sosyal medya ve bazı internet sitelerinde, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, yani 2027 yılından itibaren, hükümetin yeniden yüksek sayıda öğretmen ataması yapacağına dair iddialar dolaşıma girdi. Bu iddialara göre, enflasyonun kontrol altına alınmasıyla birlikte atama muslukları yeniden açılacak ve on binlerce öğretmen göreve başlayacak.

Ancak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kaynaklarından edinilen bilgiler ve mevcut veriler, bu beklentilerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor. Yıllar boyunca yapılan yüksek kontenjanlı atamalar sonucunda, MEB'in öğretmen ihtiyacı büyük ölçüde karşılanmış durumda. Hatta pek çok branşta "norm fazlası" olarak adlandırılan öğretmen fazlalığı sorunu yaşanıyor.

Bakanlık yetkilileri, özellikle Özel Eğitim ve Sınıf Öğretmenliği gibi belirli alanlar dışında kalan branşlarda ciddi bir öğretmen açığı bulunmadığını vurguluyor. Bu durum, gelecekteki atama sayılarının geçmiş yıllardaki gibi yüksek olmasını engelliyor.

Tüm bu veriler ışığında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın önümüzdeki yıllarda atama politikasını daha ihtiyatlı bir şekilde sürdürmesi bekleniyor. Uzmanlar, yıllık atama sayısının 10.000 ila 15.000 bandında seyredeceği öngörüsünde birleşiyor. Bu nedenle, 2027 sonrası için yayılan rekor atama iddialarının mevcut koşullarda bir karşılığı bulunmuyor.