Türkiye'deki eğitim sisteminde yaklaşık 87 bin ücretli öğretmenin görev yaptığı ve diğer görevlendirmelerle birlikte bu sayının 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Bu büyük açığa rağmen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), son atama döneminde yalnızca 10 bin kişilik bir kontenjan belirledi.

Atama sürecini daha da karmaşık hale getiren bir diğer unsur ise, atanacak 10 bin öğretmenin göreve başlamasının yaklaşık 14 ay sürecek olması. Milli Eğitim Akademisi'nde alacakları eğitimin ardından göreve başlayacak olan öğretmenlerin bu gecikmesi, MEB'in gelecek eğitim-öğretim yılında daha fazla ücretli öğretmen istihdam etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor.

Atama bekleyen öğretmen adayları ise duruma tepkili. Sınavlara girerek gerekli tüm şartları yerine getirdiklerini belirten adaylar, "Büyük emekler vererek başarı elde ettik ancak bu kadar düşük bir kontenjanla sistemin dışında bırakıldık. 87 bin ücretli öğretmenin çalıştığı bir ortamda, kadrolu atama bekleyenlerin görmezden gelinmesi kabul edilemez" diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor.

Eğitim uzmanları da 10 bin kişilik atamanın, mevcut öğretmen ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu ve eğitim kalitesini olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor. Yetersiz kontenjanlar, yüz binlerce adayın umutlarını tüketirken, yaklaşık 310 bin adayın son sınava girmeyerek sistemden umudunu kestiği belirtiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın son altı yıldaki atama verileri incelendiğinde ise belirli branşların öne çıktığı görülüyor. Bakanlık, en çok sınıf öğretmenliği, İngilizce, özel eğitim ve okul öncesi öğretmenliği alanlarında atama gerçekleştirdi. Diğer branşlardaki adaylar ise kendilerine yeterli kontenjan ayrılmamasından şikayetçi.