Milyonların Gözü Asgari Ücrette: 2025 Zammı İçin Kritik Senaryolar ve Açlık Sınırı Uyarısı

Milyonlarca çalışanın merakla beklediği 2025 asgari ücret zammı için görüşmeler yaklaşıyor. Uzmanlar, enflasyon karşısında eriyen alım gücüne dikkat çekerken, zammın %30'un altında kalması halinde asgari ücretin yeni yıla yine açlık sınırının gerisinde başlayacağı uyarısında bulunuyor. İşte masadaki senaryolar ve yeni rakam beklentileri.

Milyonların Gözü Asgari Ücrette: 2025 Zammı İçin Kritik Senaryolar ve Açlık Sınırı Uyarısı

Türkiye'de milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren 2025 yılı asgari ücret zammı için geri sayım başladı. Mevcut 17.002 TL olan net asgari ücretin, yaklaşan tespit komisyonu görüşmeleri öncesinde ne kadar olacağına dair senaryolar ve hesaplamalar gündemdeki yerini koruyor. Ancak Türk-İş tarafından açıklanan son veriler, asgari ücret ile açlık ve yoksulluk sınırı arasındaki makasın endişe verici boyutlarda açıldığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Asgari ücret zammı için en önemli belirleyicilerden biri olan enflasyon beklentileri, olası artış oranlarını şekillendiriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon tahminleri baz alındığında, farklı zam oranlarına göre yeni ücretin ne olacağı hesaplanıyor. TCMB'nin eski Araştırma Müdürü Çağrı Sarıkaya'nın analizine göre, maaş artışlarının yüzde 20 bandında kalması durumunda yeni asgari ücretin yaklaşık 20.400 TL seviyelerinde olması bekleniyor.

Ancak asıl kritik uyarı, Türk-İş'in açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı verilerinden geliyor. Dört kişilik bir ailenin sadece aylık gıda masrafını ifade eden açlık sınırı, mevcut asgari ücreti çoktan geride bırakmış durumda. Yapılan hesaplamalara göre, asgari ücrete yapılacak zammın yüzde 30'un altında kalması, 2025 yılına doğrudan açlık sınırının altında bir maaşla başlanması anlamına gelecek.

Tablo, gıdanın yanı sıra kira, fatura, ulaşım ve eğitim gibi tüm zorunlu harcamaları kapsayan yoksulluk sınırı verileriyle daha da ciddileşiyor. Mevcut yoksulluk sınırı, dört kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için haneye en az üç asgari ücret girmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu durum, çalışanların büyük bir bölümünün temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandığını gösteriyor.

Ekonomi uzmanı Çağrı Sarıkaya, ücret artışlarının yanı sıra 2026 yılına dair makroekonomik risklere de dikkat çekiyor. Olası bir ekonomik durgunluk ve dolar kurundaki dalgalanmaların, yapılacak maaş zamlarının alım gücü üzerindeki etkisini sınırlayabileceği uyarısında bulunuyor. Bu nedenle, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun vereceği karar, yalnızca çalışanların cebini değil, aynı zamanda genel ekonomik istikrarı da yakından etkileyecek.