MEB'in Yapay Zeka Hamlesinde Büyük Çelişki: Bilgisayar Öğretmenleri Planda Neden Yok?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarda yapay zeka kullanımını yaygınlaştırmak için bir eylem planı hazırladı. Ancak teknoloji ve kodlama eğitiminin temelini oluşturması gereken bilgisayar öğretmenleri bu kritik planda yer almadı.

MEB'in Yapay Zeka Hamlesinde Büyük Çelişki: Bilgisayar Öğretmenleri Planda Neden Yok?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), teknoloji çağının gerekliliklerine uyum sağlamak amacıyla okullarda yapay zeka kullanımını yaygınlaştırmayı hedefleyen önemli bir eylem planını duyurdu. Ancak bu ileriye dönük adım, eğitim camiasında büyük bir çelişkiyi de beraberinde getirdi: Planın en önemli paydaşları olması beklenen Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri öğretmenleri, bu kritik süreçte göz ardı edildi.

Bu durum, zaten uzun süredir çeşitli zorluklarla mücadele eden bilgisayar öğretmenleri için bardağı taşıran son damla oldu. Bakanlığın çok dilli eğitim programları ve İmam Hatip ortaokullarındaki müfredat değişiklikleri nedeniyle Bilişim Teknolojileri ve Yazılım ders saatlerinin azaltılması veya tamamen kaldırılması, bu branşı norm kadro sorunlarıyla baş başa bırakmıştı.

Türkiye'de bilişim dersleri geri plana itilirken, gelişmiş ülkeler tam tersi bir yol izliyor. Dünya genelinde ilkokul seviyesinden itibaren kodlama ve bilgisayar bilimleri derslerine ağırlık verilirken, Türkiye'nin bu alanda attığı geri adımlar, 'bilişim çağı' hedefleriyle tezat oluşturuyor. Milyonlarca lira harcanarak okullara kurulan modern bilgisayar laboratuvarları ise derslerin kaldırılmasıyla atıl kalma riski taşıyor.

MEB, öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulmak yerine 'YEĞİTEK Okul Sorumlusu' adıyla yeni bir görev tanımı getirdi. Bu yeni düzenleme, zaten ders saati bulmakta zorlanan öğretmenlerin kurs, nöbet ve sosyal kulüp gibi ek faaliyetlerden men edilmesini öngörüyor. 21 ders saatini dolduramayan öğretmenlerin ise birden fazla okulda görevlendirilmesi planlanıyor.

Bu karmaşık tablo, en çok öğrencileri ve velileri etkiliyor. Uzmanlar, bilgisayar kullanmanın sadece video izlemek veya oyun oynamak olmadığını, asıl önemli olanın algoritmik düşünme ve kodlama becerisi olduğunu vurguluyor. Sosyoekonomik durumu iyi olan aileler, çocuklarını özel kodlama kurslarına göndererek bu açığı kapatmaya çalışırken, devlet okullarındaki milyonlarca öğrenci ise bu temel gelecek becerisinden mahrum kalma riskiyle karşı karşıya.