MEB'in Çoklu Yabancı Dil Programı Sınıfta Mı Kaldı? 84 Ders Saati Ne Oldu?

Milli Eğitim Bakanlığı, liselerde başlattığı “nitelikli-niteliksiz okul” ayrımını çoklu yabancı dil eğitim programı ile ortaokullara taşıdı. Eğitim-İş olarak Haziran 2025’te yaptığımız açıklamada, bu uygulamanın eğitimde eşitsizliği artıracağını...

MEB'in Çoklu Yabancı Dil Programı Sınıfta Mı Kaldı? 84 Ders Saati Ne Oldu?

Eğitim-İş tarafından yapılan açıklama şöyle: Milli Eğitim Bakanlığı, liselerde başlattığı “nitelikli-niteliksiz okul” ayrımını çoklu yabancı dil eğitim programı ile ortaokullara taşıdı. Eğitim-İş olarak Haziran 2025’te yaptığımız açıklamada, bu uygulamanın eğitimde eşitsizliği artıracağını dile getirmiştik. “İlkokuldan başlayarak zorunlu temel eğitimde farklı programların uygulanması, farklı okul türlerinin açılması kabul edilebilir değildir. “Çoklu yabancı dil programı uygulayan okullar” ile Millî Eğitim Bakanlığı bir kez daha Öğretim Birliği yasasını ve zorunlu eğitim çağındaki tüm çocukların nitelikli, bilimsel, çağdaş, laik, eşit ve aynı eğitimi alma hakkını yok saymaktadır.” Açıklamamızın üzerinden henüz 4 ay geçmişken, “çoklu yabancı dil programı” çöküş sinyallerini çoktan vermeye başladı. Bu programı uygulayan okullardaki öğrencilerimiz, tamı tamına 84 ders saatini tek bir tane bile ders kitabı olmadan geçirmiştir. MEB’in yayımladığı genelge ile öğretmenlerimizin farklı kaynak kitap kullanması yasaklanmış, ancak bizzat MEB tarafından hazırlanıp dağıtılması gereken kaynak kitaplar hala okullara ulaştırılmamıştır. Öğretmenlerimiz haftalardır, dersleri fotokopilerle, el yazılarıyla ve kendi imkanlarıyla sürdürmektedir. Görüyoruz ki bu tablo ne çağdaş eğitim anlayışıyla ne de pedagojik planlamayla uyuşmaktadır. Velilerimiz haklı olarak soruyor: “Bir kitap bile dağıtılamayacaksa çocuklarımızı neden çoklu yabancı dil programına gönderiyoruz?” Bu okullarda haftalık yabancı dil ders saatleri, İngilizce 14; Almanca 2 olarak ayarlanmıştır. Ancak 6. Haftaya girmemize rağmen hala temel ders materyallerinin sağlanmamış olması, bu programın plansız ve göstermelik biçimde uygulandığının kanıtıdır. Üstelik söz konusu uygulama, yaz tatilinde ani bir kararla duyurulmuş; okullar öğretmen bulmakta zorlanmış ve eksikler ücretli öğretmen görevlendirmeleriyle giderilmeye çalışılmıştır. Böylelikle hem öğrencilerimiz mağdur edilmiş hem de eğitim emekçileri bir kez daha güvencesiz çalışmaya zorlanmıştır. Bu model öncesinde okullar, belirli sınıfları yabancı dil eğitimine ayırırken, yeni sisteme başvuran okullar tamamen “çoklu yabancı dil” programına geçirilmiştir. Ancak ortada ne eğitim verecek yeterli sayıda öğretmen ne de kullanılacak ders materyali vardır. Eğitim-İş olarak bir kez daha uyarıyoruz: Plansız, liyakatsiz, altyapısız ve öğretmen emeğini hiçe sayan bu model derhal gözden geçirilmeli; öğrencilerimizin ve eğitim emekçilerimizin mağduriyetine son verilmelidir. Eğitim, bir deneme tahtası olarak görülemez! Eğitimde plansızlık, öğrencinin geleceğiyle oynamaktır.