Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenler ve eğitim çalışanlarına yönelik kötü niyetli ve mesnetsiz şikâyetlere karşı önemli bir adım attı. Bakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Yılmaz Güney imzasıyla tüm illere gönderilen yazıda, asılsız ihbar ve şikâyetlerin tespiti halinde mülki idare amirlerinin Cumhuriyet savcılıklarını harekete geçirmesi gerektiği vurgulandı. Bakanlık yazısında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 25. maddesine açık şekilde atıf yapıldı. Söz konusu maddeye göre; devlet memurları hakkında garaz veya hakaret amacıyla yapılan ve gerçeğe aykırı olduğu ortaya çıkan ihbar ve şikâyetler nedeniyle, ilgili kişiler hakkında kamu davası açılmasının talep edilmesi zorunlu bulunuyor. Bu kapsamda; Merkez teşkilatında en büyük amirin, Taşrada ise valilerin sorumlu olduğu hatırlatıldı. Yazıda ayrıca 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 15. maddesine dikkat çekildi. Buna göre; ihbar veya şikâyetin, kamu görevlisini mağdur etmek amacıyla ve uydurma suç isnadıyla yapıldığının anlaşılması durumunda, yetkili Cumhuriyet başsavcılıklarının re’sen soruşturma başlatabileceği ifade edildi. Milli Eğitim Bakanlığı değerlendirmesinde; öğretmenler, eğitim yöneticileri ve diğer eğitim çalışanlarının haysiyet ve onurunun korunmasının, kamu hizmetinin niteliği ve verimliliği açısından hayati önemde olduğu belirtildi. Kötü niyetli şikâyetlerle eğitim hizmetlerinin baskı altına alınmasının ve personelin görev yapamaz hale getirilmesinin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Gönderilen yazının sonunda, yürütülen soruşturma veya yargılama süreçleri sonucunda şikâyetin asılsız ve uydurma suç isnadına dayandığının kesinleşmesi halinde, mülki idare amirlerince gerekli adli süreçlerin başlatılmasının önem arz ettiği kaydedildi. Bakanlık, bu uygulama ile eğitim çalışanlarının hem ceza hukuku hem de özel hukuk bakımından korunmasını hedeflediğini bildirdi.