MEB'de Görev Dağılımı Alarmı: Müdür Yardımcıları Artan İş Yükü ve Mobbing İddialarıyla Gündemde
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda görev dağılımı adaletsizliği iddiaları ayyuka çıktı. Müdür yardımcılarının omuzlarına yüklenen ağır görevler, mobbinge varan uygulamalar ve sendikaların sessizliği eğitim camiasında büyük bir tartışma başlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki okullarda 2025-2026 eğitim-öğretim yılı hazırlıkları başlarken, okul idarecileri arasındaki görev dağılımı konusu bir kez daha ciddi sorunları beraberinde getirdi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da okul müdürlerinin, kendi sorumluluklarındaki pek çok işi müdür yardımcılarına devrettiği iddiaları gündemin merkezine oturdu.
Okul müdürleri, yönetmeliklerdeki yetki devri maddesini kullanarak denetim, personel yönetimi, mali işler ve eğitim-öğretim planlaması gibi kritik görevleri resmi yazılarla müdür yardımcılarına tebliğ ediyor. Bu durum, görevleri kabul etmek zorunda kalan müdür yardımcılarının itiraz hakkını ortadan kaldırıyor. Özellikle ortaokul ve liselerde görev yapan müdür yardımcılarının, adeta birer "joker eleman" gibi kullanıldığı ve aşırı iş yükü altında ezildiği belirtiliyor.
Sistemin getirdiği bir diğer sorun ise müdür yardımcılarının istifa etme yolunun kapalı olması. Görevden ayrılmak isteyen bir müdür yardımcısı, branşında norm kadro açığı bulunmaması halinde öğretmenliğe dönemiyor. Bu "norm sorunu", yöneticileri mevcut koşullara katlanmak zorunda bırakırken, eğitim sendikalarının konuya yeterince ilgi göstermemesi eleştirilere neden oluyor.
İddialar arasında, bazı okul müdürlerinin görev dağılımında ayrımcılık yaptığı ve okula yeni atanan müdür yardımcılarına en ağır işleri vererek mobbing uyguladığı da yer alıyor. Bu durum, okullardaki çalışma barışını ciddi şekilde zedeliyor.
Vahameti gözler önüne seren bir başka iddia ise bazı okul müdürlerinin Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) gibi temel bir sistemi dahi kullanamaması. İddiaya göre, müdürün e-imzası ile onaylanması gereken resmi evraklar, müdür yardımcısı tarafından hazırlanıp yine onun tarafından onaylanıyor. Bu durum, yetki ve sorumluluk karmaşasına yol açarken, bazı okul müdürlerinin en basit idari işlemleri bile bilgisayar öğretmenlerine yaptırdığı ifade ediliyor.
Sorunlar bununla da sınırlı kalmıyor. Okul müdürlerinin, kendi kurumlarına atanmak isteyen müdür yardımcılarına baskı yaptığı, "kadromuz dolu" veya "bir tanıdığımız gelecek" gibi ifadelerle onları engellemeye çalıştığı da sıkça dile getirilen şikayetler arasında. Eğitim camiasında herkes tarafından bilinen bu sorunların, sendikalar ve MEB tarafından görmezden gelinmesi, sahadaki rahatsızlığı her geçen gün artırıyor.