Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) koridorlarında son dönemde alışılmışın dışında bir yönetici profili öne çıkıyor: Personel Genel Müdürü Bülent Çiftci. Bu değerlendirme, sahadaki eğitimcilerin gözlemlerine dayanarak, bürokrasideki olumlu bir örneği gündeme taşıma amacı taşıyor.

Bülent Çiftci, makamının kapısını eğitim camiasının her ferdine sonuna kadar açan bir yönetici olarak tanınıyor. Atama bekleyen öğretmen adaylarından mülakat sürecindeki eğitimcilere, idarecilerden sendika temsilcilerine kadar her kesimden insanla bir araya gelerek sorunları ilk ağızdan dinliyor. Her gün farklı illerden gelen ziyaretçilerine zaman ayırması, onları dinlemesi ve samimi bir iletişim kurması, eğitim camiasında uzun zamandır özlemi duyulan bir tabloyu ortaya koyuyor.

Türkiye'de genellikle üst düzey yöneticilere ulaşmanın zorluğu bilinirken, Çiftci'nin sergilediği bu "ulaşılabilir" duruş, sembolik bir önem taşıyor. Bir yöneticinin, bir öğretmenin sorununa doğrudan kulak vermesinin, bazen yayımlanan onlarca genelgeden daha etkili olduğu düşünülüyor. Bülent Çiftci'nin bu tavrı, "Ben buradayım ve sizi dinliyorum" mesajını vererek kuruma olan güveni artırıyor.

"Bir makam, bin makamdan hayırlıdır" sözü, Çiftci'nin yönetim anlayışını özetler nitelikte. Bir yöneticinin büyüklüğünün, oturduğu koltuktan ziyade açtığı kapının samimiyetiyle ölçüldüğü gerçeği, onun şahsında somutlaşıyor. Bu yaklaşım, sadece bir dilekçe kapısı değil, aynı zamanda bir gönül ve çözüm kapısı oluşturarak MEB'in personel yönetimine yeni bir soluk getiriyor.

Eğitim sisteminin pek çok sorunu bulunsa da, eleştirilerin yanı sıra doğru ve örnek teşkil eden uygulamaların da takdir edilmesi gerekiyor. Yanlışları konuşarak doğruları çoğaltmak mümkün değilken, olumlu bir örneği görmek ve dile getirmek, yapıcı bir sorumluluk olarak öne çıkıyor.

Özetle, MEB Personel Genel Müdürü Bülent Çiftci'nin sergilediği bu yaklaşım, öğretmene değer vermenin ve dinlemenin en sade fakat en güçlü hali olarak dikkat çekiyor. Eğitimin temelinin insan olduğu gerçeğinden hareketle, insan odaklı kalmayı başarabilen yöneticilerin varlığı, sistemin geleceği için umut veriyor.