Artan hayat pahalılığı karşısında kredi kartı kullanımının rekor seviyelere ulaştığı Türkiye'de, finans uzmanları milyonlarca vatandaşı tehdit eden önemli bir tehlikeye dikkat çekiyor: Asgari ödeme tuzağı. Kısa vadede bir nefes alma yöntemi gibi görünen bu alışkanlık, uzun vadede borçları bir çığ gibi büyüterek içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.

Peki bu tuzak nasıl işliyor? Kredi kartı ekstresinde belirtilen asgari tutarı ödemek, borcunuzu azalttığınız anlamına gelmiyor. Bu ödeme genellikle sadece işleyen faizin bir kısmını ve anaparanın çok cüzi bir bölümünü karşılıyor. Geriye kalan yüksek anapara borcu üzerinden ise her ay yeniden yüksek faiz işlemeye devam ediyor.

Uzmanlar, bu durumun bir "borç sarmalı" yarattığı konusunda uyarıyor. Ödenmeyen anapara ve üzerine eklenen bileşik faiz nedeniyle, borç miktarı birkaç ay içinde kolayca ikiye katlanabiliyor. Pek çok kart sahibinin "Bu borç neden hiç bitmiyor?" sorusunun arkasında yatan temel neden de tam olarak bu faiz döngüsü.

Asgari tutarın düzenli ödenmesi, kartınızın yasal takibe düşmesini engellese de mali geleceğiniz için ciddi riskler barındırıyor. Sürekli asgari ödeme yapmak, kredi notunuzun (findeks puanı) hızla düşmesine neden olabilir. Bu durum, gelecekte ihtiyaç veya konut kredisi çekme ihtimalinizi zora sokarken, bankaların mevcut kredi limitinizi düşürmesine de yol açabilir.

Peki bu borç batağına düşmemek için ne yapılmalı? Uzmanların önerisi oldukça net: En sağlıklı ve güvenli yol, her ay dönem borcunun tamamını ödemektir. Eğer borcun tamamını kapatma imkanınız yoksa, asgari tutardan olabildiğince fazla bir ödeme yaparak anaparayı eritmeye odaklanın. Anaparayı ne kadar hızlı eritirseniz, faiz yükünden o kadar çabuk kurtulursunuz.