Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, TÜİK tarafından açıklanan ekim ayı enflasyon verilerinin ardından kamu çalışanları ve emeklilerin alım gücündeki dramatik düşüşe dikkat çekti. Kahveci, “Refah payı talebimiz artık bir lüks değil, yaşam zorunluluğudur” diyerek hükümete acil önlem alma çağrısında bulundu.

Ekim ayındaki %2,55'lik artışla birlikte son dört aylık toplam enflasyonun %10,83'e ulaştığını belirten Kahveci, “Temmuz ayında memura verilen %5'lik maaş zammı çoktan eridi. Resmi rakamlara göre dahi kamu çalışanlarının alım gücü sadece dört ayda 5,83 puan geriledi. Dört aylık enflasyon, altı ay için öngörülen zammı neredeyse ikiye katladı” dedi.

Enflasyon hedeflerinin tutmadığını ve maaşların sürekli eridiğini vurgulayan Kahveci, “Çarşıda, pazarda ve mutfakta yaşanan fahiş fiyat artışları, memur ve emeklinin bütçesini temelden sarsıyor. Bu koşullarda yapılan maaş artışları artık bir zam olmaktan çıkmış, yalnızca bir enflasyon düzeltmesi haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Toplu sözleşme sürecinde yaptıkları uyarıların ne kadar haklı çıktığının altını çizen Genel Başkan, kamu çalışanı ücret politikalarının basit bir maliyet hesabına indirgenemeyeceğini belirtti.

Yaşanan bu ekonomik tablo karşısında somut adımlar atılması gerektiğini söyleyen Kahveci, Türkiye Kamu-Sen'in üç temel talebini şu şekilde sıraladı:

1. Refah payı derhal hayata geçirilmelidir.

2. Enflasyon farkı, birikmesi beklenmeden aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır.

3. Ücret adaletini sağlamak için seyyanen zam yapılmalıdır.

Kahveci, artan kira, mutfak giderleri ve %11’e dayanan dört aylık enflasyon karşısında kamu görevlilerinin çaresiz bırakıldığını ifade ederek, “İş yükü artarken ücretler eriyor, alın terinin karşılığı her geçen gün biraz daha yok oluyor” şeklinde konuştu.

Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmelerinde memur ve emeklilerin sesinin duyulması gerektiğini belirten Kahveci, “Hayat pahalılığı ve gerçek enflasyon göz ardı edilerek bu sorun çözülemez. Ülkenin dört bir yanında fedakarca hizmet veren kamu çalışanları, geçim sıkıntısı ile yoksulluk arasına sıkıştırılamaz. Çalışanın alın terine sahip çıkmak, sosyal devlet olmanın gereğidir. Refah payı verilene ve ücret adaleti sağlanana dek mücadelemiz sürecektir” diyerek sözlerini tamamladı.