İsrail Parlamentosu'nun (Knesset) işgal altındaki Batı Şeria üzerinde egemenlik kurmayı hedefleyen yasa tasarılarını onaylaması, uluslararası kamuoyunda sert yankı buldu. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 15 ülke ile Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrail'in bu tek taraflı adımını kınayan ortak bir bildiri yayımladı.

Yayımlanan ortak metinde, İsrail'in attığı adımların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2334 sayılı kararı ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) tavsiye görüşleri ile tamamen çeliştiği belirtildi. Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Pakistan gibi bölgenin kilit ülkelerinin de imza attığı açıklamada, planın "uluslararası hukukun açık bir ihlali" olduğu kaydedildi.

Bildiride, İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiçbir meşru egemenlik hakkı olmadığına dikkat çekilerek, "Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tüm yasa dışı yerleşim faaliyetleri, uluslararası hukuk nezdinde geçersizdir ve hiçbir hukuki sonuç doğurmaz." ifadelerine yer verildi.

Taraflar, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in işgal altındaki Filistinlilere yönelik yükümlülüklerini hatırlatan istişari görüşünü memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Bu görüşte İsrail'in, insani yardımlara izin verme ve UNRWA gibi yardım kuruluşlarının çalışmalarını engellememe zorunluluğu teyit edilmişti. Açıklamada ayrıca Gazze'ye yönelik yardımların engellenmesinin, "açlığın bir savaş silahı olarak kullanılması" anlamına geldiği vurgulandı.

Ortak deklarasyon, Filistin halkının 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir devlet kurma hakkını koşulsuz desteklediğini bir kez daha teyit etti. Metinde, "Bu hedefe ulaşmak, bölgede adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi için tek yoldur." denildi.

Son olarak, uluslararası topluma seslenilerek İsrail'in bu yasa dışı ve tek taraflı eylemlerine karşı hukuki ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeleri yönünde acil bir çağrı yapıldı.