Milyonlarca memurun gözü kulağı toplu sözleşme görüşmelerindeyken, hükümetin sunduğu zam teklifi sendikaların tepkisini çekti. Hükümetin önerisini yetersiz bulan memur konfederasyonları, Türkiye genelinde iş bırakma eylemi yapma kararı aldı.

Hükümet, memur maaşları için 2026'nın ilk altı ayında %10, ikinci altı ayında %6; 2027'nin her iki altı aylık dönemi için ise %4'lük zam teklifinde bulundu. Başta yetkili konfederasyon Memur-Sen olmak üzere çok sayıda sendika, bu teklifin beklentileri karşılamadığını belirterek protesto kararlarını duyurdu.

Geçmiş yılların aksine bu yıl hafta içine planlanan eylemler, "İş bırakma eylemine katılan memura disiplin cezası verilir mi?" sorusunu yeniden gündeme getirdi. Kamu hizmetlerinin aksamaması ilkesi ve yasal mevzuat, memurların aklında soru işaretleri yaratıyor.

Mevcut yasal çerçeveye bakıldığında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda memurların grev hakkını doğrudan güvence altına alan bir düzenleme bulunmuyor. Ayrıca Anayasa'da yer alan vatandaşların kesintisiz kamu hizmeti alma hakkı, bu tür eylemlerin önünde yasal bir engel olarak gösterilebiliyor.

Ancak yargı kararları ve yerleşik uygulamalar farklı bir tablo ortaya koyuyor. Anayasal bir hak olan sendikal faaliyet kapsamında, sendikaların aldığı karara uyarak toplu bir şekilde gerçekleştirilen iş bırakma eylemlerine katılan memurlar hakkında genellikle disiplin soruşturması açılmıyor veya açılan soruşturmalar mahkemeler tarafından iptal ediliyor.

Buradaki kritik nokta, eylemin 'toplu' ve 'sendikal bir karar' ile yapılmasıdır. Sendikanın organize ettiği kitlesel protestolara katılım genellikle güvence altında kabul edilirken, bireysel veya küçük gruplar halinde yapılan izole eylemlerin disiplin soruşturmasına konu olabileceği unutulmamalıdır.