Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı sunumla Bakanlığın 2026 yılı bütçesini kamuoyuna açıkladı. Tekin, eğitim alanına tahsis edilen toplam kaynağın 2 trilyon 905 milyar TL'yi aşarak Merkezi Yönetim Bütçesi'nin yüzde 15,33'ünü oluşturduğunu belirtti. Bu oranla eğitimin, 2003'ten bu yana bütçeden en büyük payı alan alan olma özelliğini koruduğunu vurgulayan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek başına bütçesinin ise yaklaşık 1 trilyon 944 milyar TL olduğunu ifade etti.

Bakan Tekin, son 23 yılda eğitim altyapısında kaydedilen devasa ilerlemeyi rakamlarla gözler önüne serdi. 2002'de 367 bin olan derslik sayısının günümüzde 753 bine, 515 bin olan öğretmen sayısının ise 1 milyon 34 bine ulaştığını kaydetti. Halen görev yapan öğretmenlerin yüzde 80'inin son 23 yılda atandığını belirten Tekin, bu artış sayesinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının 36'dan 23'e, ortaöğretimde ise 30'dan 20'ye gerilediğini söyledi.

Türkiye'nin PISA ve TIMSS gibi uluslararası eğitim değerlendirme sınavlarındaki başarı grafiğinin yükseldiğine de dikkat çeken Bakan Tekin, 6 Şubat depremlerinin vurduğu bölgelerdeki eğitim faaliyetlerine özel bir parantez açtı. Depremde hasar gören yaklaşık 9 bin 800 dersliğin yerine hızla yenilerinin yapıldığını, bugüne kadar 865 okul ve 13 bin 321 dersliğin hizmete alındığını aktardı. İnşaatı süren 10 bin 539 derslik tamamlandığında, bölgedeki kapasitenin deprem öncesinin yüzde 15 üzerine çıkacağını müjdeledi.

Gelecek vizyonuna dair de önemli mesajlar veren Bakan Tekin, 2025-2026 eğitim-öğretim yılının ana temasının 'Yeşil Vatan' olacağını duyurdu. Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile köklerine bağlı, çağın gereksinimleriyle donanmış, milli ve manevi değerlere sahip nesiller yetiştirme hedefimiz sürüyor. Bu yolda tüm paydaşlarla iş birliği bizim için stratejik bir önceliktir" şeklinde konuştu.

Yükseköğretimdeki gelişmelere de değinen Bakan, Türkiye'nin 208 üniversitede eğitim gören 6,8 milyon öğrenciyle Avrupa'nın en büyük yükseköğretim sistemine sahip olduğunu belirtti. 2002'de 70 bin olan akademisyen sayısının 186 bini aştığını ve kadın akademisyen oranının yüzde 46,91 ile OECD ortalamasının üzerinde olduğunu sözlerine ekledi.