Eğitimde Yeni Dönem Sinyali: Lisede 11. Sınıfta Diploma, 12. Sınıfta Uzmanlaşma Modeli Masada
Türkiye'nin 12 yıllık zorunlu eğitim sisteminde köklü bir değişiklik gündemde. Gözlerin çevrildiği kabine toplantısı öncesi TEDMEM'in raporu, 11. sınıf sonunda diploma ile iş hayatına veya sınavsız ön lisansa geçiş, 12. sınıfın ise üniversiteye hazırlık yılı olmasını öneriyor.
Türkiye'nin eğitim sisteminde uzun süredir tartışılan 12 yıllık zorunlu eğitimin yapısı, bu hafta yapılması beklenen kabine toplantısıyla yeniden gündemin zirvesine oturdu. Mevcut 4+4+4 sisteminin son kademesi olan liseler için devrim niteliğinde bir değişiklik masaya yatırılacak. Bu kritik süreçte, Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, "Ortaöğretimi Yeniden Düşünmek" başlıklı kapsamlı bir rapor yayımlayarak tartışmalara yön verdi.
Raporda, Türkiye'nin artık eğitime erişim sorununu büyük ölçüde aştığı ve artık odak noktasının "eğitimin niteliği" olması gerektiği vurgulandı. 1997'de %38 olan lise okullaşma oranının bugün %90'a ulaşması tarihsel bir başarı olarak nitelendirilirken, kız çocuklarının okullaşmada erkekleri geçmesi de önemli bir kazanım olarak kaydedildi.
Ancak bu başarıya rağmen, mevcut lise sisteminin gençleri hayata ve mesleğe hazırlamada yetersiz kaldığı belirtiliyor. Üniversiteye girişteki yığılma, okulların sınav odaklı hale gelmesi ve işlevini yitirmesi en büyük sorunlar olarak öne çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı verileri de bu durumu destekliyor: Lise öğrencilerinin %27'si 20 gün ve üzeri devamsızlık yaparken, bu oran meslek liselerinde %46,6'ya kadar yükseliyor. Öğrencilerin yarısından fazlası (%56) okulun kendilerini hayata hazırlamadığını, üçte birinden fazlası ise (%35) okulu "zaman kaybı" olarak görüyor.
TEDMEM, bu sorunlara çözüm olarak "3+1" modelini içeren yenilikçi bir yapı öneriyor. Bu modele göre, 11. sınıfın sonunda öğrencilere standart bir lise diploması verilmesi planlanıyor. Bu diploma sayesinde, üniversiteyi hedeflemeyen veya doğrudan iş hayatına atılmak isteyen gençler için yeni kapılar açılacak. Bu öğrenciler, okul başarı puanlarını kullanarak meslek yüksekokullarına veya açık öğretim programlarına sınavsız geçiş hakkı kazanabilecek. Bu adımın, "üniversite tek çıkış yolu" algısını kırarak sınav baskısını azaltması hedefleniyor.
Önerilen modelde 12. sınıf ise tamamen isteğe bağlı ve uzmanlaşma odaklı bir yapıya kavuşuyor. Üniversiteye gitmek isteyen öğrenciler, hedefledikleri alanlara yönelik ileri düzey akademik dersler alarak hazırlık sürecini okul çatısı altında, öğretmenlerinin rehberliğinde tamamlayacak. Bu sayede okulların yeniden değer kazanması ve ailelerin dershane gibi ek masraflardan kurtulması amaçlanıyor.
Mesleki eğitim de bu yeni modelle baştan kurgulanıyor. Meslek yüksekokulları ile liselerin bütünleşik hale getirildiği sistemde, öğrenciler haftanın bir günü okulda teorik eğitim alırken, dört gün boyunca doğrudan iş yerlerinde pratik uygulama yapacak. Bu sayede nitelikli ve tecrübeli ara eleman yetiştirilmesi hedefleniyor.