Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, Türkiye'nin eğitim sistemindeki en önemli sorunlardan biri olan norm fazlası öğretmenler ve ücretli öğretmenlik sistemine ilişkin dikkat çekici bir analiz paylaştı. Yavuz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ülkemizde yaklaşık 80 bin norm fazlası öğretmen bulunurken, aynı anda 60 bin ücretli öğretmenin görev yapmasının yarattığı çelişkiye vurgu yaptı.

Yavuz, bu durumun hem kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına yol açtığını hem de öğretmenlik mesleğinin saygınlığına zarar verdiğini belirtti. Yıllardır çözüm bekleyen bu soruna karşı günü kurtaran ve popülist yaklaşımlar sergilendiğini, köklü bir çözüm için ise somut adımlar atılmadığını ifade etti.

"Uzak Okullara Atamalar İptal Edilmeli"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın son dönemde norm fazlası öğretmenleri uzak okullara atama girişimini eleştiren Yavuz, bu adımı "yılların ihmalinin bedelini bir grup öğretmene ödetmek" olarak nitelendirdi. Bu uygulamanın kalıcı bir çözüm olmadığını, aksine bir "imdat freni" olduğunu belirten Genel Sekreter, "Amaç hâsıl oldu, problemi herkes gördü. Şimdi uzak okullara yapılan atamaları iptal ederek, kalıcı çözüm için çalışmaya başlayabiliriz" çağrısında bulundu.

Norm Fazlası Öğretmenler İçin Yeni Görev Tanımı

Talat Yavuz, norm fazlası öğretmenlerin "bankamatik memuru" olarak algılanmasının büyük bir yanlış olduğunu vurguladı. Çözüm önerisi olarak, bu öğretmenlerin dersi olup olmadığına bakılmaksızın okullarda aktif olarak görevlendirilmesini önerdi. Yavuz, "Dersi olsun olmasın, bütün norm fazlası öğretmenler, eşleştirdiğimiz okula gidecek ve idarenin verdiği görevi yapacak" diyerek, bu öğretmenlerin kurslar, destek eğitimleri, kulüp çalışmaları, proje danışmanlıkları gibi birçok alanda değerlendirilebileceğini belirtti.

Sistemsel ve Kalıcı Çözüm Önerileri

Sorunun sadece mevcut öğretmenlerle sınırlı olmadığını, sistemsel bir dönüşüm gerektiğini de ekleyen Yavuz, çözüm için şu adımların atılması gerektiğini sıraladı:

• Eğitim fakültelerinin kontenjanlarının yeniden planlanması.
• Emekliliğin teşvik edilmesi.
• Öğretmen istihdamında zorlanılan bölgeler için özel teşvik sistemleri oluşturulması.
• Mecburi hizmet bölgelerinin güncellenmesi.
• Yerel yönetimlere ve okul idarelerine daha fazla inisiyatif tanınması.

Yavuz, özellikle aile birliği mazeretiyle il veya ilçe emrine atanan ancak henüz okullarında göreve başlayamayan, küçük çocuğu olan kadın öğretmenlerin yaşadığı mağduriyete de dikkat çekerek, bu öğretmenlerle birebir görüşülerek acil çözüm üretilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.