Türkiye'nin eğitim sisteminde köklü bir değişikliğin sinyalleri verildi. Milyonlarca öğrenci ve veliyi yakından ilgilendiren 12 yıllık zorunlu eğitimin süresinin kısaltılmasına yönelik önemli bir adım atıldı. Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkilileriyle ortaklaşa hazırladığı lise eğitiminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin kapsamlı raporu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arz etti.

YENİ EĞİTİM MODELİ MASADA

Hazırlanan rapor, zorunlu eğitimin süresini ve lise kademesinin yapısını mercek altına alıyor. Kamuoyunda uzun süredir tartışılan "12 yıllık zorunlu eğitim" modelinin revize edilmesi, masadaki en güçlü seçenek olarak öne çıkıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de daha önceki açıklamalarında, zorunlu eğitimin süresinin azaltılması yönünde bir kamuoyu beklentisi olduğunu ve bu konuda bir çalışma yürüttüklerini ifade etmişti. Öneriler arasında lise son sınıfın isteğe bağlı olması veya zorunlu eğitim süresinin doğrudan kısaltılması gibi alternatifler bulunuyor.

AVRUPA'DA SÜRE DAHA KISA

Türkiye'deki bu tartışma, Avrupa'daki eğitim sistemleriyle de paralellik gösteriyor. Eurydice verilerine göre, Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümünde tam zamanlı zorunlu eğitim 10-11 yıl sürüyor ve genellikle 15-16 yaşlarında sona eriyor. Bu durum, Türkiye'deki 12 yıllık modelin uluslararası standartlara göre daha uzun olduğunu ve sistemin esnetilebileceği yönündeki görüşleri güçlendiriyor.

TEDMEM'DEN '11+1' MODELİ ÖNERİSİ

Eğitim alanında yaptığı çalışmalarla bilinen Türk Eğitim Derneği'nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM, daha önce yayınladığı bir raporda dikkat çekici bir model önermişti. Raporda, istihdama daha erken katılmak isteyen öğrenciler için 11. sınıf sonunda diploma verilmesi, 12. sınıfın ise üniversiteye hazırlık veya mesleki uzmanlaşma yılı olarak tamamen isteğe bağlı olması teklif edilmişti.

ARTILARI VE EKSİLERİ TARTIŞILIYOR

Zorunlu eğitimin kısaltılması, eğitim sistemine esneklik kazandırma ve öğrencileri erken yaşta mesleki eğitime yönlendirme gibi potansiyel avantajlar sunuyor. Ancak eğitimde fırsat eşitliği, müfredatın yoğunluğu ve özellikle dezavantajlı bölgelerdeki öğrencilerin okulu erken terk etme riski gibi endişeler de tartışmaların odağında yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulan raporun ardından, eğitim sisteminin geleceğine yönelik nasıl bir karar alınacağı merakla bekleniyor.