Eğitim Sektöründe Sessiz Devralma: Özel Okullar Tek Çatı Altında mı Toplanıyor?

Türkiye'deki özel okul sektöründe farklı markalar altında faaliyet gösteren okulların tek bir elden yönetildiği iddiaları endişe yaratıyor. Geçmişteki krizlerin tekerrür etmemesi için Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetimleri artırması çağrısı yapılıyor.

Eğitim Sektöründe Sessiz Devralma: Özel Okullar Tek Çatı Altında mı Toplanıyor?

Türkiye'de özel okul sektörü, eğitim camiasını ve velileri endişelendiren yeni bir tartışmanın merkezinde yer alıyor. Eski Bakan Ziya Selçuk döneminde büyük bir özel okul zincirinin iflasıyla yaşanan ve binlerce öğrenci ile öğretmeni mağdur eden krizin anıları henüz tazeyken, sektördeki mevcut büyüme modeli ciddi soru işaretleri doğuruyor.

Son dönemde, farklı isimler ve markalar altında açılan çok sayıda özel okul kampüsünün aslında tek bir merkezden yönetildiği yönündeki iddialar giderek güçleniyor. Piyasada her gün yeni bir tabela görülse de, bu okulların yönetimsel olarak aynı yapıya bağlı olduğu algısı eğitim kulislerinde sıkça dile getiriliyor. Bu durum, sektörde gizli bir tekelleşme yaşandığı endişelerini beraberinde getiriyor.

Eğitim camiasının en çok merak ettiği konu ise bu hızlı ve agresif büyümenin finansal kaynağı. Okul devralmalarının ve yeni kampüs açılışlarının öz kaynaklarla mı, yoksa farklı finansman modelleriyle mi gerçekleştirildiği belirsizliğini koruyor. Bu durum, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çevrelerinde de yoğun bir şekilde tartışılıyor ve mali denetimlerin artırılması gerektiği vurgulanıyor.

Kamuoyu, geçmişte yaşanan acı tecrübelerin tekrarlanmaması için MEB'in sürece daha aktif müdahil olmasını bekliyor. Özel okulların açılış izinlerinden mali yapılarının denetlenmesine, el değiştirme süreçlerinden yönetim kademelerine kadar tüm aşamaların şeffaf bir şekilde incelenmesi talep ediliyor. Aksi takdirde, yeni mağduriyetlerin yaşanması kaçınılmaz bir son olabilir.

Sektörde dikkatle izlenen bu yapının geleceği, atılacak adımlara bağlı. Eğer denetim mekanizmaları etkin bir şekilde işletilmez ve özel okullardaki bu kontrolsüz büyüme tek elden devam ederse, eğitim sisteminin “ön tekeri nereye giderse arka tekeri de oraya gider” misali yeni bir krize sürüklenmesi an meselesi olabilir.