Danıştay'dan Milyonlarca Memuru İlgilendiren Emsal Karar: Disiplin Cezasının 2 Yıllık Süresi Değişti
Danıştay, memurlar hakkında yürütülen disiplin soruşturmalarında 2 yıllık ceza zamanaşımı süresinin başlangıcına ilişkin kritik bir emsal karara imza attı. Yüksek mahkeme, sürenin, memurun ilgili işleme 'paraf attığı' tarihten itibaren başlaması gerektiğine hükmetti. Bu karar, benzer davalar için önemli bir referans olacak.
Kamu personelini yakından ilgilendiren disiplin soruşturmalarında kritik bir dönüm noktası yaşandı. Danıştay İkinci Dairesi, memurlara verilen disiplin cezalarındaki iki yıllık zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağına dair süregelen tartışmalara son noktayı koyan emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak, soruşturmaya konu olan işleme memurun "paraf attığı" tarihin esas alınması gerektiğine hükmetti.
Bu karar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 127. maddesinde yer alan "fiilin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmezse, ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar" hükmünün nasıl yorumlanacağına netlik getirdi. Bugüne kadar "fiilin işlendiği tarih" ifadesinin hangi anı kapsadığı konusunda yaşanan belirsizlik, bu kararla somut bir temele oturtulmuş oldu.
Emsal Karara Konu Olan Olay Nasıl Gelişti?
Karara dayanak olan olay, bir Emniyet teşkilatı personelinin göreviyle ilgili bir işlemde "hoşgörü veya savsaklama" gösterdiği iddiasıyla başlatılan soruşturmada yaşandı. Davacı memur, Bakanlık onayına sunulan bir belgeye 31 Temmuz 2013 tarihinde paraf atmıştı. Ancak disiplin cezası, bu tarihten iki yılı aşkın bir süre sonra, 5 Ağustos 2015 tarihinde verildi. Danıştay, iki yıllık sürenin paraf tarihi olan 31 Temmuz 2013'te başladığını ve en geç 31 Temmuz 2015'te cezanın verilmesi gerektiğini belirtti. Bu tarihten sonra verilen cezanın zamanaşımına uğradığına karar vererek ilk derece mahkemesinin kararını bozdu ve işlemi hukuka aykırı buldu.
Karar İdare ve Memurlar İçin Ne Anlama Geliyor?
Danıştay'ın bu içtihadı, hem idareler hem de memurlar için önemli sonuçlar doğuruyor. Artık disiplin amirleri, zamanaşımı süresini hesaplarken, belgenin en son onaylandığı tarihi değil, ilgili memurun işleme fiilen katıldığı ve sorumluluk aldığı an olan paraf tarihini dikkate almak zorunda kalacak. Bu durum, soruşturma süreçlerinin daha hızlı ve titiz bir takvimle yürütülmesini gerektiriyor. Devlet memurları ise, haklarında yürütülen soruşturmalarda zamanaşımı iddiasını ileri sürerken, belge üzerindeki paraf tarihlerini güçlü bir delil olarak kullanabilecek.
Hukukçulara göre bu emsal karar, benzer uyuşmazlıklarda hem idare hem de savunma tarafı için yol gösterici olacak ve disiplin hukukunda öngörülebilirliği artıracak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.