Ankara'da Öğretmene Saldırı Sonrası Eğitim-İş'ten Kritik Uyarı: Sınıflar Kriz Alanına Döndü!
Ankara'da bir lisede öğretmene yönelik şiddet görüntülerinin ardından Eğitim-İş, eğitim politikalarını sert bir dille eleştirdi. Sendika, öğretmenleri güvencesizleştiren ve itibarsızlaştıran adımların okulları şiddet sarmalına soktuğunu vurguladı.
Ankara'da bir lisede öğrencilerin öğretmenlerine yönelik sergilediği sözlü ve fiziksel şiddet, eğitim sistemindeki derin çatlakları bir kez daha gözler önüne serdi. Kamuoyunda infial yaratan görüntülerin ardından Eğitim-İş Sendikası, mevcut duruma ilişkin çarpıcı bir değerlendirme yayımladı.
Eğitim-İş, yaşanan bu olayın basit bir disiplin sorunu olarak geçiştirilemeyeceğini, kökleri yıllara dayanan sistematik bir itibarsızlaştırma politikasının sonucu olduğunu belirtti. Sendika tarafından yapılan açıklamada, "Öğretmeni yok sayan, değersizleştiren ve güvencesizleştiren politikaların bedeli; sınıflarda şiddet, saygısızlık ve otorite kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır" denildi.
Açıklamada, okullara çeşitli protokollerle eğitimle ilgisiz yapıların dahil edilmesinin, öğretmen otoritesini ve sınıf düzenini temelden sarstığına dikkat çekildi. Eğitim sisteminin kangren haline gelen sorunları ise şöyle sıralandı:
Yaklaşık 1 milyon öğretmenin atama bekliyor olması, asgari ücretin dahi altında bir gelirle çalıştırılan ücretli öğretmenlik modelinin yaygınlaşması ve eğitimin nitelikten çok gösterişe odaklanması, öğretmenlik mesleğinin cazibesini tamamen yitirmesine neden oluyor.
Eğitim-İş, Ankara'daki saldırının münferit bir olay değil, yıllardır görmezden gelinen yapısal sorunların bir patlaması olduğunu ifade etti. Sendika, çözüm için acil ve somut adımlar atılması gerektiğini belirterek taleplerini net bir şekilde sıraladı:
"Öğretmenlik mesleği ekonomik, sosyal ve mesleki olarak güçlendirilmedikçe; okullar güvenli ve nitelikli bir öğrenme ortamına kavuşmadıkça benzer olaylar kaçınılmazdır."
Bu kapsamda sendikanın çözüm önerileri arasında; ataması yapılmayan tüm öğretmenlerin kadroya alınması, güvencesiz bir çalışma modeli olan ücretli öğretmenliğin derhal kaldırılması, öğretmen maaşlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması ve okulların fiziki altyapı eksikliklerinin hızla giderilmesi yer aldı.
Açıklamada ayrıca, üniversite mezunu gençlerin yıllarca atama beklemesinin sisteme olan güveni yok ettiği vurgulanarak, eğitimin gençleri işsizliğe ve güvencesizliğe değil; nitelikli üretime ve güvenceli mesleklere hazırlaması gerektiği belirtildi.
Eğitim-İş, açıklamasını şu uyarıyla sonlandırdı: "Yaşananlar, toplum olarak nereye sürüklendiğimizi gösteren ciddi bir uyarıdır. Bu uyarıyı görmezden gelenler, yarın çok daha ağır bedellerle yüzleşecektir.”