Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş Tehlikeye Dikkat Çekti : Yakında Kurutulmadık Göl Kalmayacak

İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Konya'nın ve Türkiye'nin nadide güzelliklerinden Beyşehir Gölü'nün yanlış politikalar nedeniyle kurutulmaya başlandığını, buradaki ekolojik sistemin tehdit altında olduğunu söyledi.

Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş Tehlikeye Dikkat Çekti : Yakında Kurutulmadık Göl Kalmayacak

Daha fazla beklenilmeden çözüm üretilmesi gerektiğini söyleyen Konya Milletvekili Yokuş, basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:

Bugün sizlere ülkemizdeki su sorunuyla birlikte, göllerimizin kuruma tehlikesini anlatacağım.Bilindiği gibi ülkemizde son yıllarda yağışların azalmasıyla birlikte, tarım alanlarının aşırı sulanması ve yasal su seviyelerinin korunamayışı ne yazık ki göl ve göletlerimizi kurutmaktadır. Bilinçsiz su alımları ekolojik dengeyi gün geçtikçe bozmaktadır. Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ülkemizin önemli göllerinden, Afyon Eber Gölü, Burdur Gölü, Akşehir Gölü ve Meke Gölü de kurumaya yüz tutmuştur.  Kuruyan göllerimizle ilgili sizlere ilginç bir örnek vereceğim. Aslında bu örnek ülkemizi yönetenlerin, yönetme becerisini kaybettiklerinin bir belgesidir. Şöyle ki; geçtiğimiz hafta Resmi Gazetede yayımlanan 301 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde 1. Dereceden Sit alanı olan Akşehir gölü Havzası,  kesin korunacak ve hassas alan olarak tescil ve ilan edilmiştir. Ancak bu kararname oldukça trajikomiktir. Akşehir gölümüz çoktan kurumuş ve bugünden sonra da kurumuş bir gölün nasıl korunacağı ( ? ) ne gibi önlemler alınacağı ( ? ) tarafımızca merak edilmektedir.

BU ANLAYIŞ, YAKIN GELECEKTE TÜRKİYE'DE KURUTULMADIK GÖL BIRAKMAYACAK

Beyşehir Gölü 2040 Yılında Kuruyabilir.Dünyanın önde gelen üniversitelerinden 10 bilim insanının Akdeniz Havzasında yaptığı bir araştırmada önümüzdeki yıllarda Konya bölgesinde yağışların daha da azalacağına ilişkin bir rapor yayımlamıştır. Bu rapora göre, bölgede su talebinin her yıl yüzde 20 oranın artacağı, bu nedenle tatlı su kaynakları ve göllerde su seviyelerinin azalacağını, bu durumda en büyük Akdeniz gölü olan Beyşehir gölünün 2040 yılında kuruyacağı ifade edilmektedir. Siyasi iktidarın, Tarım ve Su politikalarını bugünkü anlayışı ile sürdürmesi durumunda, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü de kurumayla yüz yüze kalacağı görülmektedir. Bu anlayış, çok yakın bir gelecekte Türkiye'de kurutulmadık göl bırakmayacaktır. Bilindiği gibi Beyşehir gölü ve çevresi doğal sit alanıdır.  Uzun Yıllardır Gölün kıyı kenar çizgisi ihlal edilerek, yasalar çiğnenerek, fazladan sulama kanallarına göldensu verilerek, gölün doğal dengesinin bozulmasına sebep olunmuştur. 

BEYŞEHİR GÖLÜ 'ALARM' VERİYOR

Beyşehir gölü ve su toplama havzası 12 önemli balık türüne yaşam alanı olmuştur. Bu endemik balıklardan dünya üzerinde sadece Beyşehir Gölünde olan GÖĞCE BALIĞI yanlış avlanma ve yanlış balık üreme politikaları nedeniyle nesli tamamen tükenmiştir. Şimdi sizlere sırasıyla sayacağım diğer endemik balıklar da yok olma tehlikesi altındadır. Burada bulunan balık türlerinden, Dünya Doğa Koruma Birliğinin kırmızı listesinde olan ve Doğa Derneğinin raporuna göre de 7 si tehlikede olan balıklarımızdan sadece Beyşehir gölünde bulunan endemik balıklarımız şunlardır. KIZILKANAT, YILAN BALIĞI diğer adı ( TAŞISIRA ), YILAN BALIĞI 2, OT BALIĞI yani (YAĞ BALIĞIDIR.) 

Yine Beyşehir ve ülkemizdeki endemik balıklarımızdan BEYŞEHİR SİRAZI, CÜCE SİRAZ, 2.YAĞ BALIĞI tehlike altındadır.  Ayrıca, ÇÖPÇÜ BALIĞI, KAYA BALIĞI ve ADI YOK balığı da yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Görüldüğü gibi bu türler, sadece ülkemiz ve Beyşehir gölünde bulunan balıklardır. Göldeki balık kapasitesinin artıracak tedbirler alınmalı ve endemik balıkların korunması için çalışmaların acilen başlatılması gerekmektedir. Beyşehir Gölünü besleyen dere ve ırmakların tamamına köy ve mahallelerin arıtılmamış kanalizasyon suları akıtılmaktadır. Beyşehir Gölünden Çumra ovasına kadar sulu tarım yapılan yüzbinlerce hektar alanda, üretilen meyve ve sebzelerin, arıtılmamış ve kirli göl suyu ile sulanması neticesinde, üretilen meyve sebzeler halkın sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca gölde yıllarca balık avlayanların, parçalanmış ağlarında bulunan kurşunlar nedeniyle, göl suyunda kurşun orasını yükselmiştir. Beyşehir’in su ihtiyacı gölden karşılanmaktadır. Bu nedenle Beyşehir halkı, gölden su içen hayvanlar ve göl suyu ile üretilen sebze ve bitkiler de risk altındadır. Gölün kimyasal artıkları, insan ve hayvan sağlığını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Zaman kaybetmeden gölü besleyen kaynakların ıslahı ve göl içinde temizlik yapılması gerekmektedir.Beyşehir gölünün de diğer göller gibi kaderi aynı olmadan acilen önlemler alınması gerekmektedir. Bu önlemlerin başında da göl yönetimi birimleri oluşturulmalıdır. Beyşehir Gölünü besleyen derelerin ve kaynakların ıslahı sağlanmalıdır. Gölün yasal su seviyesi yani kıyı kenar çizgisi korunmalı ve sulama bahanesi ile göldeki su miktarı eksiltilmemelidir.

KONYA OVASI PROJESİ HALA TAMAMLANAMADI

Yıllar önce başlatılan KOP ( Konya Ovası Projesi ) maalesef bugüne kadar tamamlanamamıştır. Konya’nın su ihtiyacı, yeraltı kaynakları kullanılarak karşılanmaya çalışılmıştır. Bu durum da yeraltı sularının tüketilmesine, Konya bölgesinde pek çok gölün kurumasına, büyük obrukların oluşmasına ve toprağın çoraklaşmasına sebep olmuştur. Türkiye’nin en büyük tarım alanı olan Konya’mız aynı zamanda, tarıma dayalı sanayide de öncüdür. Zaman kaybedilmeden, Konya ovasının su ihtiyacı, bölge dışı kaynaklardan temin edilmelidir. Sulu tarımda yağmurlama ve damlama sistemine geçilmeli, su tüketimini artıran mısır ve benzeri ürünlerin ekimleri geçici bir süre yasaklanmalıdır. En önemlisi Konya’nın her yıl 8 milyar metre küp suya ihtiyacı vardır. Bu suyun en kısa sürede Fırat ve Dicle havzasından, Konya ovasına getirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda, Konya’mızda sulama sorunları bitmeyecek ve göllerimizin kuruması önlenemeyecektir. Yıllarca yapılan ihmallerin tespit edilerek, insan sağlığını, doğayı ve canlıları koruyucu önlemler alarak, sağlıklı politikalar ile mevcut gölümüzü kurtarmalıyız. Bu konu hakkında geçtiğimiz hafta Meclis Başkanlığına araştırma önerge verdim. Umuyorum ki vekillerimiz ülkemiz adına, insanımız ve doğamız adına bu önergeye destek olacaktır.  

ÜLKEMİZİN 3. BÜYÜK GÖLÜ YANLIŞ POLİTİKA KURBANI OLUYOR


Ülkemizin 3. Büyük gölü olan Beyşehir Gölü, aslında bir doğa harikasıdır. Beyşehir gölü ve çevresinin bir diğer önemli özelliği de ülke ekonomimize sağlayacağı katkıdır. Beyşehir Göl ve çevresi coğrafi konumun yanında turistlik ve kültürel varlıklara sahiptir. Adalar, İnler, Eflatun Pınarı, Eşref Oğlu Camii, Alaattin Keykubat’ın Kubat Abat Sarayı, Fasıllar Anıtı, Gök Çimen Kuru Çeşmeleri ve kayak yapılacak karlı dağlar bunların başında gelmektedir. Beyşehir Gölü ve çevresi ülkemize katma değer potansiyeli yüksek, sadece yerli değil dünya çapında da turistik bölge konumunda iken, sahipsiz kalması ve yanlış politika kurbanı olmaktadır.