Denizlerimizin Hüzünlü Çağrısı: Amasya'dan Zonguldak'a Kadar, Balık Sofralarında Kritik Dönem Başlıyor! Hamsi ve İstavrit Tehlikesiyle Yüzleşin, Belirlenen Tarihleri Kaçırmayın, Bol Bol Tüketin!
Türkiye'nin sulak alanlarında meydana gelen endişe verici durum, balık türlerindeki ciddi azalmalarla birlikte önemli bir boyuta ulaştı. Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, Marmara ve Karadeniz bölgelerini tehdit eden balon balığının özellikle hamsi ve istavrit üzerinde büyük etki yarattığını vurgulayarak uzmanlar tarafından yapılan uyarılara dikkat çekti. Bu durum, Türkiye genelinde balıkçılık sektörünü olumsuz etkileyerek zor günleri beraberinde getiriyor.
Hamsi ve istavrit tüketimini artırmak amacıyla, Amasya'dan Zonguldak'a kadar olan kıyı şehirlerinde bir çağrı yapıldı. Ancak, bu adımın yeterli olup olmadığı konusunda belirsizlik sürerken, korunma çabalarının acilen artırılması gereken kritik bir dönemde olduğu belirtiliyor.
Bu bağlamda, bilinçli balık tüketimi önem kazanıyor. Toplumun, deniz ekosistemlerini ve balık populasyonlarını koruma amacıyla bilinçlenmesi, sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerinin benimsenmesi, avlanma kotalarına uyulması ve çevresel etkilerin kontrol altında tutulması, sulak alanlardaki dengeyi sağlama noktasında kritik bir rol oynayabilir.
Sonuç olarak, sulak alanlardaki ekosistem dengesinin korunması için acil tedbirler alınması ve toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, balık türlerindeki azalmaların sürmesi, ekonomik ve ekolojik sonuçlara yol açabilir.

TARİH VERDİ, O TARİHTE İŞTE BU 2 BALIĞI ETKİLEYECEK

Dr. Kesici, şu ifadelerle konuştu:
"Marmara içinde de aynı tehlikeler söz konusu. Bazı ülkelerde vardır, köpek balıklarının sahile doğru gelmesi sonucu plajlara çelik fileler, ağlar örtmek durumundalardır. Balon balığı da aynı tehlike özelliğine sahip. Bugün Akdeniz sahillerinde çok yaygın, Marmara'ya da gelmiş vaziyette. Bunlar Nisan aylarında, üreme zamanlarında çok tehlikeli olabilmekteler. Yumurtalarının kesinlikle yenilmemesi gerekir. İç organlarının kesinlikle yenilmemesi gerekiyor. Bütün sularımız için tehlikeli çünkü bizim biyo güvenliğimizi tehdit ediyor. Bunların girişleri kontrol altına alınabilirdi.
Geldikleri yer tek kaynak, Süveyş. Bir nedeni de akvaryumculuk. Akvaryumda bunlar çok güzel görüntü vermekteler, bu balıklar zaman zaman belirli bir süre besleniyor sonra daha sonra sulara bırakıyorlar. İkinci neden de avcılık, avcıların mutlak suretle bu konuda eğitilmesi gerekiyor, bilinçlendirilmesi gerekiyor. Hem kendi sağlıkları için hem de balıkçılığınızın güvence altına alınabilmesi için biz bu türlerle mücadele etmek zorundayız. Yoksa balıklar kalmayacak. Ne hamsi kalacak, ne istavrit kalacak. Ne de diğerleri, zaten yok. Bizim ülkemizde ne yazık ki şu anda satılan balıkların yüzde 70'ine yakını da ithal edilen balıklar"