Yargıtay’dan Milyonlarca İşçiyi İlgilendirecek Emsal Karar

Yargıtay’dan milyonlarca işçi için emsal bir karar geldi. "Bir daha işyerine gelme" sözü, Yargıtay tarafından fesih sebebi sayıldı.

Yargıtay’dan Milyonlarca İşçiyi İlgilendirecek Emsal Karar

Yargıtay, mazeret gerekçesiyle işten birkaç saat erken ayrılan işçiye patronunun ‘’bir daha işyerine gelme’’ sözü üzerine emsal niteliği taşıyabilecek bir karar verdi.

Bir vatandaşın beş senedir çalıştığı bir şirkette kız kardeşinin sezeryanla doğumu için birkaç saat erken işten çıkışı üzerine başlayan davada karar verildi.

Patronundan izin isteyen vatandaş aldığı cevap karşısında şoka uğradı. Patronunun izin vermemesi üzerine gitmekte ısrar eden personel için patronu ‘bir daha işyerine gelme’ dedi.

İşten kovulan işçi, tazminat talebi karşılanmayınca iş mahkemesine başvurdu. Davacı işçi; iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız, nedensiz ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep etti.

Davalı şirket sahibi, davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının her hangi bir hak ve alacağının bulunmadığını iddia ederek, davanın reddini istedi. İş Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vermişti.

Karar, davalı şirket avukatı tarafından temyiz edilince konu Yargıtay 9. Hukuk dairesine taşındı.

Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk dairesi, işçiye 'bir daha gelme' demenin fesih sayılacağına hükmetti.

Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Davacının işyerinde çalıştığı sırada, kardeşinin sezaryenle doğuma alındığı bilgisi üzerine işverenden işten erken çıkmak için izin talep ettiği anlaşılmıştır. İşyerinde bulunan yetkili kişinin iki saat sonra çıkabileceğini belirttiği, davacının hemen çıkma talebini tekrarlaması üzerine 'sen bilirsin o zaman bir daha gelme' denilerek işyerinden çıkarıldığı anlaşılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/4. maddesine göre, işveren vekilinin işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu kurala bağlanmış olup, davalı işverenin olay sonrasında işyeri yetkilisinin eyleminin kabul görmediğini gösterir şekilde işçinin işe derhal başlaması için çağrıda bulunmadığı ortadadır.

İşverenin, işyerini sevk ve idare eden yetkili kişi konumundaki çalışanın eylemini benimsemiş olduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ihtarname keşide ederek ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiş, davalı işveren daha sonra düzenlediği ihtarnameyle iş sözleşmesinin feshedilmediğini belirtmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin mazerete dayanan bir kaç saatlik izin talebinin karşılanmaması üzerine yine de erken çıkmak istediğini açıklayınca bir daha işyerine gelmemesi gerektiği söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece her iki tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

KAMU İLANLARI VE MEMUR ALIMLARINDAN ANLIK OLARAK HABERDAR OLMAK İÇİN UYGULAMAMIZI İNDİRİN.

 

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZI TAKİP EDEREK TÜM İLANLARDAN ANINDA HABERDAR OLUN!

 /  /