Fahrettin Yokuş: Sivil Memurlara Yapılan Haksızlığa Son Verin

İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, TBMM Genel Kurulu'nda Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görevli bir kadın sivil memurun yaşadığı mobbingi gündeme getirdi.

Fahrettin Yokuş: Sivil Memurlara Yapılan Haksızlığa Son Verin

İş sözleşmesinde yer almadığı halde kendisine temizlik yaptırılmaya , camları sildirmeye, tuvalet temizletmeye zorlandığını belirten bir teknikerin sesini kimsenin duymamasına tepki gösteren Yokuş TBMM Genel Kurulu'nda şunları söyledi: 

Efendim, ben bu konuşmamda, Emniyet Genel Müdürlüğünde 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'yla istihdam edilen kimsesiz yurtlarda yetişmiş olan, 18 yaşından büyük teknisyen yardımcısı kadrosunda çalışanların sorunlarını bir kez daha dillendirmek istiyorum. Emniyet Genel Müdürlüğümüzde 3 binin üzerinde teknisyen yardımcısı sıfatıyla "yurt çocukları" diye ifade edilen, yurtlarda yetişmiş evlatlarımız, kardeşlerimiz çalıştırılıyor. Bunların görev tanımları yok. Teknisyen yardımcılığı, malum, teknik işlerde yardımcı olmak ama bu kardeşlerimize

EMNİYETTE HER TÜRLÜ İŞ YAPTIRILIYOR! ASKERDE ERE , RÜTBESİZ ASKERE YAPTIRILIR GİBİ...

Emniyette her türlü iş yaptırılıyor yani askerde ere, rütbesiz askere her iş yaptırılır; aynı, bunlar da öyle; temizlik işleri, aşçılık, kalorifercilik, hayvan bakıcılığı, terzilik, berberlik, bahçıvanlık, eşya taşıma, bina onarma dâhil.

16 YILDIR YÜKSELME SINAVI AÇILMIYOR

Şimdi, bu insanlar diyorlar ki: "Tamam, devletimiz bize sahip çıktı, bize iş güç verdi ama biz görev tanımımıza uygun çalıştırılalım." Ne acıdır ki İçişleri Bakanlığı on altı yıldır yükselme sınavı açmıyor, bu sene açacak; unvanlı kadro yok, yine bunlara bir şey yok. Görev tanımını yapın, bu insanlar, hizmetliyse hizmetli gibi görev yapsın, teknisyense teknisyen gibi görev yapsın; o da yok. Öyle bir durum var ki bu 3 bin insan huzursuz, mutsuz, amirleri de mutsuz yani bu işleri yapacak eleman lazım ama Hükûmetimiz, on sekiz yıldır devletimizi yönetenler sağ olsun, buna bir çare bulmuyorlar ve bu çaresizlik içinde açılmış yüzlerce dava var, kazanılmış davalar var; bunlara da bakan yok. Ombudsman kararları var "Bunu düzeltin." diye, ona da bakan yok. Yani bu çocuklar, bu çalışanlarımız kimsesiz evlatlarımız ise ve kimsesiz oldukları için bunlara devlette iş verdik diye bu zulmü hak mı ediyorlar Allah aşkına? Ne yazık ki bunlara bu şekilde zulmediliyor. Lütfen, bunun bir an önce düzeltilmesi çağrısında bulunuyorum iktidarınıza.
Bakın, Ankara'nın göbeğinde, Yenimahalle OSTİM Karakoluna bizzat gittim, şahit oldum; on yıllık devlet memuru, 1 çocuk annesi, bir teknisyen yardımcısının tayini oraya çıkıyor ve müdürü diyor ki: "Temizlikten başla, benim odamdan başla, camları sil, tuvaleti temizle." Hanımefendi diyor ki: "Efendim, ben teknisyen yardımcısıyım. Benim görev tanımımda bunlar yok." "Nasıl yapmazsın. Başka elemanım da yok, yapacaksın." diyor. "Yapamam. O zaman 'Bunları yapacaksın.' diye yazılı talimat ver, yapayım." diyor. Müdür de bunu yapmıyor, vermiyor. Sonuçta ne oluyor, biliyor musunuz? Kovuluyor, evet, bu devlet memuru, 1 çocuk annesi hanımefendi OSTİM Karakolundan kovuluyor. Bizzat gittim, gördüm, karakol bahçesindeki kamelyada oturuyor, mesaisini orada yapıyor. Sekiz saat mesaisini yapıyor çünkü oraya gelmezse gelmiyor diye işlem yapılacak ve belki iş akdi feshedilecek. Sonra biraz vicdana gelmişler; karakolun giriş kapısının orada vatandaşların müracaat ettiği bir alan var, "Bu alanda da oturabilirsin." demişler. Evet, bir aydır bu zulmü Ankara'nın göbeğinde 1 çocuk annesi bir hanımefendi görüyor.

MİLLETİN VEKİLİYİM GÜYA, ÇARESİZİM! BU ZULÜMLERİ NEDEN YAPIYORSUNUZ?

Dün bu hanımefendiyi Başdenetçimize götürdüm, Mecliste dilekçe verdirdim. Bir sonuç alabilir miyim diye uğraşıyorum. Çaresizim ya! Milletin vekiliyim güya, çaresizim. Ya, bu zulümleri niye yaptırıyorsunuz. Basın yazdı, görmüyorsunuz ama buraya gelip, oh be, ne güzel konuşuyorsunuz; adaletten, haktan, insan haklarından, vicdandan, imandan, ahlaktan. Allah aşkına, bu zulümleri bitirin! Ne olur, bitirin. Şu ülkeye bir huzur gelsin ya! Şu adaletsizliklere, hukuksuzluklara, insan hakları ihlallerine bir son verin Allah aşkına.

 On sekiz yıldır yapmadığınız zulüm kalmadı sizin gibi düşünmeyenlere.