Eşinin Facebook Hesabına Giren Kadına Yargıtay Şoku

Boşanma davası süren eşinin Facebook hesabına girerek, ailesiyle yaptığı görüşmeleri kendi elektronik postasına atan kadın hakkında verilen beraat kararı Yargıtay tarafından bozuldu.

Eşinin Facebook Hesabına Giren Kadına Yargıtay Şoku

Yargıtay, eşinin Facebook hesabına giren kadının cezalandırılmasına karar verdi. Bir süredir eşiyle geçimsizlik yaşayan kadın, Aile Mahkemesi'ne başvurarak boşanma davası açtı. Yargılama sürecinde davaya delil bulmak için çaba gösteren kadın, eşine ait sosyal medya hesabına girerek , eşinin annesiyle yaptığı görüşmeleri kopyaladı. Kendisine hakaret edilen satırları kocasının  email hesabı ve kendi email hesabına gönderen kadının bu hareketinin ardından koca Asliye Mahkemesi'ne giderek durumu şikayet etti. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan dava açılan kadın Asliye Ceza Mahkemesindeki davadan beraat edince, durum üst mahkemeye taşındı. Yargıtay ise kadın hakkında verilen mahkeme kararını bozarak cezalandırılmasına hükmetti. Emsal niteliğindeki kararda şu ifadeler yer aldı: 

Sanık ile davacı aralarındaki boşanma davasının devam ettiği ve fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, katılana ait Facebook hesabının şifresini bir şekilde ele geçirdiği ortadadır. Bu şifreyi kullanarak davacının Facebook hesabının özel kısmında yer alan mesajlar bölümüne girip katılanla kayınvalidesinin birbirlerine gönderdiği boşanma sürecine ilişkin açıklamaların ve kendisine yönelik hakaret içeren ibarelerin yer aldığı mesajları, önce kendi elektronik posta adresine, daha sonra da gıyabında yapılan yazışmalardan haberdar olduğunu bildirmek için katılanın elektronik posta adresine göndermiştir. Sanığa atılı haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun genel kastla işlenebilen suçlar arasında yer alması, somut olayda sanığın, katılan ile annesi arasındaki yazışmaları bilerek ve isteyerek öğrenip kaydettiği hususunda bir kuşku bulunmadığı aşikardır.

Her ne kadar sanık suça konu yazışma içeriklerini katılanın rızası ile kendisine verdiği şifreyi kullanmak suretiyle öğrendiğini savunmuş ise de sanığın Facebook hesabına girebileceğini bilebilecek durumda olan katılanın, hayatın olağan akışına göre bu mesajları ya hiç yazmayacağı ya da yazmış olsa bile sileceği gözetilmelidir. Sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına değil katılanın aşamalarda değişiklik göstermeyen sanığa şifresini vermediği yönündeki beyanlarına itibar edilmesi gerekir. Kaldı ki katılanın bir şekilde Facebook hesabının şifresini katılana vermiş olduğu kabul edilmiş olsa dahi bu durumun katılanın Facebook mesaj içeriklerine her zaman ulaşılmasına rıza gösterdiği şeklinde yorumlanamaması ve sanığın suça konu mesaj içeriklerinden haberdar olması konusunda katılan ve annesinin birlikte rıza göstermemeleri nedeniyle somut olayda bir hukuka uygunluk sebebi bulunmamaktadır.

Öte yandan sanığın söz konusu mesajları boşanma davasına ilişkin yargılamada delil olarak sunduğuna ilişkin dosyaya yansıyan bilgi ve belge bulunmadığı gibi sanığın da bu yönde bir savunmasının bulunmaması, sanığın mesajları delil olarak kullanması halinde dahi sanığın kendisine karşı işlenmekte olan bir şuçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen bir olaydan da söz edilememesi hususları birlikte değerlendirilmelidir. Sanığa atılı TCK’nın 132. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen nitelikli haberleşme gizliliğini ihlal suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu kabul edilmelidir.