Ekrem İmamoğlu: Binali Yıldırım'ı Pazar, Çarşı , Kahvaltıya Davet Ediyorum

Millet ittifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhur ittifakının adayı Binali Yıldırım'ın bugün yaptığı açıklamalara düzenlediği basın toplantısıyla yanıt verdi.

Ekrem İmamoğlu: Binali Yıldırım'ı Pazar, Çarşı , Kahvaltıya Davet Ediyorum

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

 Günün 2 saati bir basın toplantısıyla geçti. Medyanın bu 2 saatte bir reklam kaybı olduğunu düşünerek, sözlerimi hızlandırarak sizlerle paylaşacağım. Gerçeklerden bahsetmeden bugünü anlamak zor. Hayatın gerçeklerini konuşmak lazım. İnsanların günlük hayatında neler yaşadıklarını, hissetmek, bahsetmek, tam da gerçekliktir. Ben bugün Esenler'de bir pazar ziyaretindeydim, hissetmek için oradaydım. Toplum ne yaşıyor? Son 14 gündür toplum işin neresinde, gündem nerede? , bunu analiz etmek için oradaydım.

TÜRKİYE'YE SERMAYE AKIŞI DURDU, BU KADAR KÖTÜ DURUMDA.

Bazı gerçekleri topluma aktarmak istiyorum. Türkiye'ye sermaye akışı durdu, bu kadar kötü durumda Türkiye'nin ekonomisi. Ülkeden tersine bir sermaye akışı başladı. Yurtdışına kaçıyor, Türkiye'deki sermaye. Şirketler, ekonomik durgunluk ve finansal zorluklar nedeniyle mali sıkıntılar içinde, konkardato, iflaslar, piyasanın en sıkıcı tanımları. Bunu hergün yaşayan iş insanları bunu bize anlatıyor. Son 2 ayda dövizde yüzde 10'luk artış ve bunun baskısı, bir çok zammı kapımıza getirdi. Sadece 2 ay içerisinde bu artış ve sadece geçen hafta içerisinde dolar karşısında Türk Lirasının yüzde 3'e yakın değer kaybı.

İŞSİZ SAYISI 1 MİLON 259 BİN KİŞİ ARTTI

Hükümet sorunlara değil, sorunların sonuçlarına , semptolarına dönük öteleme içerisinde. Ekonomik kriz, politik krizle bugünlerde bütünleşiyor. Sürecin çözümüne değil, kriz çıkararak krizi unutturma peşindeler. TÜİK verilerine göre ; 1 yılda toplam işsiz sayısı , sadece 1 yılda 1 milyon 259 bin artış gösterdi. 1 yılda işsiz sayısına eklenen tekrar ediyorum 1 milyon 259 bin kişi. Resmi veriler bunlar. İşsizlik oranı 3.9 puan artarak yüzde 14.7 'ye çıktı. Son 10 yılın en büyük işsizlik oranını yaşıyor Türkiye. Genç işsizlik 6.8 puan arttı. İstanbul'daki verilere göre konuşursak, 3 gençten 1'i işsiz. Dolayısıyla işsiz sayısı, Türkiye'de 4 milyon 668 bin kişi. Resmi rakamlara göre size aktardığım bilgiler. TÜİK verileri bunlar. 5 milyona giden işsiz sayısına sahip Türkiye. Bu kadar acı bir durumda. Ama bugün Türkiye'nin ekranlarını 2 saat boyunca, işgal eden, sözüm ona 'Çok önemli bir hususu açıklayacak' diye düşündüğümüz rakibimiz, 2 saat boyunca Allah aşkına soruyorum, somut bir delil, somut bir usulsüzlük, aykırılık size anlattı mı? ya da anladınız mı? ben açık söylüyorum anlamadım. Ama anladığım şeyler var, özellikle sormam gereken sorular var. Acelecilik yaptı diyor benim için, beni acelecilikle suçluyor, hepiniz hatırlıyorsunuz, tam bir Yıldırım hızıyla saat 22.30 gibi 3 bin oyla seçimi ben kazandım dedi. Bu kadar Yıldırım hızıyla açıklamayı hayatımda görmedim. Küçümsüyorlar ya 10 bini, 3 binle kazandık diyorlar. Görmemişlik yaptı, ağırbaşlı olmadı diye beni suçluyor. 1 gün sonra, seçimden yarım gün sonra, sabah itibariyle, tüm İstanbul'a 'Gönül belediyeciliği' afişi asan ben olsaydım olurdum. Görmemişlik neymiş, milletimize buradan sormak istiyorum. Ve ben üzülerek bunları burada anlatıyorum.

SN. CUMHURBAŞKANI TEK BAŞINA AFİŞ ASSAYDI BUNU YAPABİLİRDİ AMA...

Hadi Sn. Cumhurbaşkanı tek başına afiş assaydı, 25 belediyeyi kazandığını ima ederek bunu yapabilirdi. Sn. Yıldırım, Yıldırım hızıyla niye oraya kendi fotoğrafını koymasına izin verdi anlamış değili. Veriler 2 saat içerisinde aktarılan veriler, yalan yanlış veriler, yanındaki uzman diye kişiler, onu aldattığını söylediğim, ben olsam yüzüne bakmam diyeceğim kişiler, bugün bile itiraz günlerini dahi doğru vermediler. Aldatıldığını düşündüğüm Sn. Yıldırım'ın, bugün 'aldatma' konusunda işbirilği yaptığını düşünmek zorunda kaldım. Ben bu konularla ilgili yaptığı açıklamalardan bir şey anlamadığım, rakibimizin anlatmak istediklerine ben katkı sunacağım. Yardımcı olacağım. Sn. Yıldırım'ın bıkkınlığı her şeyi anlatıyor. Kendi iddialarını bile anlatamaması bıkkınlığının göstergesidir.

SEÇİMDEN ÖNCE BAKANLAR VE YSK AÇIKLAMA YAPTI

Kendi iddialarını madde madde size anlatacağım. 3 başlıkta hile ve usulsüzlük olduğunu iddia ediyorlar.1 sayımdan kaynaklı, 2 seçmen listelerinden kaynaklanan, 3 sandık kurullarından kaynaklanan iddialar. Seçmen listeleri ve sandık kurullarıyla ilgili iddialar, seçim öncesi döneme aittir. Seçim öncesi döneme aittir dememin sebebi şu, Sn. Bakanlar çıktı açıklama yaptı. Türkiye dünyanın en güvenilir seçim sistemine aittir diye açıklama yapıldı. YSK , seçmen listeleri konusunda teminat verdi. Ulusa seslendiler teminat verdiler. Bizim taşıma seçmen konusunda oluşan kaygılarımızı reddettiler. Aynı evde 11 kişiyi , aynı evde 20 kişiyi nakleden anlayışı bugünlerde anlattık ama, biz bu ihbarlarımızı seçim öncesi itiraz sürecinde bir çoğu reddedildi. Usule uygun seçmen denildi. Dolayısıyla bu iddialarda bulunan Sn. rakibimizin, özellikle bu konuları dile getirmiş olması, seçim öncesi hiç bir işlem yapmaması, seçimden sonra bunları tek tek açıklama ve buradan bir şey elde etme çabasını anlayabilmek mümkün değil. Bunun tek açıklaması, bu iddiaların seçimi kaybettikten sonra uydurulup üretildiğidir. Seçimi kaybettik, ne uydururuz dediler. Bunun karşılığıdır. İddia üretimine malesef, B.çekmece'de kamu kişileri de dahil edilmeye çalışılmıştır. Emniyet mensuplarımıza ayıp edilmiştir. Suç ve suçlu yaratma çabası gösterilmiştir. Üzülerek söylüyorum.

BİNALİ YILDIRIM'I YEMEĞE, PAZARA, MAÇLARA DAVET EDİYORUM

Sayımdan kaynaklanan iddiar, YSK tüm oyların sayılması talebini reddetti. Gündemden kalktı. İkna edici gerekçe ve kanıt olmadığı için tüm oyların sayımını reddettiği için konu kapandı. YSK, sayılmış oylar geçerlidir demesine rağmen, gerekçeleri ortaya koyarak yapılan başvurular gereği geçersiz oylar sayıldı. Tekrar gerekçe üretildi, 57 sondaj sandığı sayıldı. Bazı başvurular sonrasında bazı ilçelerde oyların tamamı da sayıldı. Tüm bu işlemlere rağmen, YSK'nın aldığı bu kararlara rağmen, Sn. Yıldırım'ın seçimi 'Murdar' ilan etmesi, hukuka saygısızlıktır. Kazamadığı seçimi 'Murdar' ilan etme teşvikidir. Hani ağırbaşlı olmak gerekirdi. Hani YSK'ya saygı gerekirdi, hani devlet adamlığı bunu gerektirirdi. 2 saatlik konuşma içerisinde bu kadar tezatı ben daha önce bir arada görmedim. Binali beyin 'Neden geçersiz oylar benim lehime artmaktadır. Oylarımız sandıkta iç edilmiştir'  demiş, kendi kanıt üretmesini, kendi mantığını kabul ettirmeye çalışıyor. Oylar ampülün üzerine basılmış, bizde bunlar biraz az, onlarda biraz fazla. Bunu delil olarak kabul etmenin ne kadar acizlik olduğunu buradan halkımıza duyurmak istiyorum. Belgem kanıtım yok ama aklım böyle söylüyor diyerek seçimde şaibe var iması yapması, büyük bir kibirdir. Hatta kaybetme hazımsızlığıdır. Açık söyleyeyim, az önce söylediğim delili, bugün kendi ifadelerinde kendisi de açıkladı. Seçimde seçmenin ne şekilde oy kullandığı ve geçersize dönüştüğünü. Bir başka şey, ben topluma infiale sokuyormuşum, ben topluma iyi mesajlar vermiyormuşum, hatta İstanbul'u hareketlendiriyormuşum. Hareketlendirdiğim doğru, nereye gitsem binlerce insan etrafıma toplanıyor. Beni gören gülümsüyor. Görmek isteyen Binali Yıldırım'ı yemeğe, kahvaltıya, pazara, maçlara davet ediyorum. Beraber gidelim, hareketlilik neymiş orada görsün.

YSK'YA NASIL BASKI KURULUR

Yani, YSK'yı ben maça giderek nasıl baskı altında tutarım anlamış değilim. Maça giderek, YSK nasıl baskı altında tutulur, futbolu takip eden birisi olarak stratejik anlamda bir mana bulamadım. Ben kendilerine bazı ipuçları vereyim. Seçimden sonra bu ülkenin bakanlarıyla özel toplantı yapıyorsanız bu YSK'ya baskı anlamına gelebilir. Ve özelilkle şunu ifade edeyim, ben toplumu pozitif anlamda hareketlendirecek bir karakterim. Bu güzel milletin, bu cennet vatanın içerisinde yaşayan 82 milyon insanın, kol kola olabilmesinin dışında , horon tepmesinin dışında başka hareketlilik bilmem.

DÜNYANIN EN MUTLUSU OLURSUNUZ

Bir açıklaması daha vardı. Bu da ilgi çekiciydi. Organize kötülük... Vallahi billahi, ruhumda kötülük nedir bilmem. Kötülük, ihanet, ihtiras, kin, nefret duyguları bilmem. Ruhumda taşımadım Allah'a şükür. Beni dinleyen herkese de tavsiye ederim. Dünyanın en mutlu insanı olursunuz. Ben mutluyum. Nasıl bunu uydurdular, herhalde başkalarını kendileri gibi gören bir anlayış bunu söylüyor. Başka bir anlayış bunu söyleyemez. Organize kötülük... Şunu söyleyebilirim, şu anda sizin yaptığınız halkın iradesine karşı organize kötülüktür. İnsanların canını sıkmayın. İnsanların Türkiye'de yaşadıkları , az önce bahsettiğim ekonomik sorunlarında, günlük problemlerinde bu ülkeye vakit kaybettirmeyin. İnsanları aldatmayın. Maltepe seçiminin sayımıyla ilgili yaptıklarını, sanki CHP yapmış gibi ifade etmelerini şaşkınlıkla takip ediyorum. Tutanak var. Olayı çıkaranların kim oldukları yazılmış. Olay çıkaranlar CHP diyorlar. Devletin hakimleri tarafından yazılan tutanakları okuyun. Vallahi billahi, şu belgenin yandaşlığı olmaz. Yayınlayın şunu ya. Üzülüyorum.

SN. YILDIRIM ÜZGÜNÜM AMA YANILDINIZ

Sayımı kim engelliyor. Biz sayım yapılsın diye çırpınıyoruz. YSK'ya son karar nedeniyle teşekkür ediyorum. Sayımı engelleyenlerin de belgesi burada. Muhalifler belli, hangi partiye ait belli. Alınan karar ve yapılmak istenen belli. Sayımın durdurulması konusunda alınan karar bu. Sayımı bizim engellediğimizi söylemek, yanında oturttuğu Sn. Yıldırım'ın, yanında oturttuklarıyla ilgili , üzgünüm ama yanıldınız. Sizi bu belgeler hususunda da yanılttığını belirtmek istiyorum.

AK PARTİLİ HEMŞEHRİLERİM, BEN SİZİN ADAYINIZ OLSAYDIM NE DÜŞÜNÜRDÜNÜZ?

31 Mart'tan sonraki süreç, üzülerek artık 15 günü de bitirdik. Günler su gibi akıyor. Türkiye tarihinde bu kadar anlamsız yere tartışmayla ülkenin meşgul edildiği başka bir seçim yok. AK Parti'ye oy veren, AK Parti'ye oy veren kardeşlerime, hemşehrilerime seslenmek istiyorum. 1994 yılında bu şehirde bir seçim oldu. O zaman kazanan şimdiki Cumhurbaşkanımıza, o dönemin karar vericileri görevi teslim ettiler. 2002'de AK Parti tüm Türkiye'de seçimi kazandı, o dönemin iktidarı ve karar vericileri seçimi teslim etti. Gelen alkışlanır, gidene emekleri, yaptıklarından dolayı teşekkür edilir. Eksikleri, yanlışları sorgulanır. Demokrasiye sıkıntıya uğratanları , lütfen AK Partili hemşehrilerim görsünler. Özellikle şunu hatırlatmak istiyorum. Ben sizin adayınız olsaydım, ne düşünürdünüz. AK Partili seçmenler, kıymetli hemşehrilerim, ben sizin adayınız olsaydım ne düşünürdünüz.