Davutoğlu Partisini Tanıttı ! Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Partisi'nin İsmi Gelecek Partisi, Logosu Çınar Yaprağı Oldu

Önceki dönem Başbakanlarından Ahmet Davutoğlu, yeni partisinin kuruluş dilekçesinin ardından bugün Ankara'da bir otelde tanıtım toplantısı düzenledi. Gelecek Partisi'nin logosu olarak Çınar Yaprağı benimsenirken, Ahmet Davutoğlu partisinin tanıtım toplantısında AK Parti'ye yönelik eleştirilerde bulundu. AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin iktidar dışında dertleri olmadığını gelecek için sözlerinin de kalmadığını söyleyen Davutoğlu, hak , hukuk ve liyakatın partinin merkezinde olacağını sö

Davutoğlu Partisini Tanıttı ! Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Partisi'nin İsmi Gelecek Partisi, Logosu Çınar Yaprağı Oldu

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Partisi'nin İsmi Gelecek Partisi, Logosu Çınar Yaprağı Oldu

Önceki dönem Başbakanlarından Ahmet Davutoğlu, yeni partisinin kuruluş dilekçesinin ardından bugün Ankara'da bir otelde tanıtım toplantısı düzenledi. Gelecek Partisi'nin logosu olarak Çınar Yaprağı benimsenirken, Ahmet Davutoğlu partisinin tanıtım toplantısında AK Parti'ye yönelik eleştirilerde bulundu. AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin iktidar dışında dertleri olmadığını gelecek için sözlerinin de kalmadığını söyleyen Davutoğlu, hak , hukuk ve liyakatın partinin merkezinde olacağını söyledi. Gelecek partisinde din, dil, cinsiyet ayrımı yapılmayacağını, geleneksel demokrasi değerlerine bağlı bir oluşum ile iktidara yürüyeceklerini söyledi. 

Davutoğlu'nun Açıklamalarından Satır Başları:

Hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün “Gelecek milletimizindir, gelecek Türkiye’nindir” diyerek partimizin kuruluşunu ilan ediyoruz. İlk adımını samimiyetle ve kararlılıkla attığımız bu kutlu yürüyüşün halkımız, ülkemiz ve insanlık için hayırlı olmasını diliyorum. 

Yetmiş yıllık demokrasi tarihimizin sancıları içinden geçmiş üç nesil olarak buradayız. Aramızda demokrasiye geçiş sancılarını yaşadığımız kırklı yılların sonlarında doğup milletimizin tarihine bir kara leke olarak geçen 27 Mayıs’ı çocuk olarak yaşamış olanlarımız var. 1968 kuşağının idealist heyecanlarını yaşayanlarımız da var, 12 Eylül’ü farklı siyasi akımlarda ama aynı koğuşlarda geçirenlerimiz de var.

Demokrasimizin karanlık bir tünele girdiği o yıllarda gözünü dünyaya açanlarımız da var, o günlerde yıllarca özgürce doğan bir güneşi bir şafak vaktinde seyredebilmek için gün sayanlarımız da var. Doksanlı yıllarda Soğuk Savaş’ın bitmesiyle yeni ümitlerle birlikte doğanlar da var, aynı yıllarda kıyafeti yüzünden bütün geleceğinin kararması ile büyük acılar yaşayanlar da var. Özgürlükler açısından 28 Şubat’ın dondurucu soğuğunda doğanlar da var, bu dondurucu soğuktan bahara yürüyüşümüzde sınavdan sınava girenler de var.

Cumhuriyetimizin 100. yılına yürürken küreselleşme ile birlikte tarihi akışın büyük bir ivme kazandığı, geleneksel değerlerin bütün dünyada yeniden keşfedildiği, modern yapıların ve anlayışların yeni bir dönüşüm süreci içine girdikleri kritik bir tarihi eşikte, kapsayıcı bir yenilenme ihtiyacına cevap oluşturmak üzere yola çıkıyoruz.

Milletimizin tecrübelerinden neşet etmiş değerlerini de, modernleşme sürecimizin eseri olan ve Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurulan Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin birikimini de koruyacak ve gelecek nesillere aktaracağız.

Bütün kültürel kimliklerin kültürel miraslarını koruma ve kültürlerini geliştirme haklarını temel bir insan hakkı olarak görüyor ve devletçe desteklenmesini savunuyoruz. Bu bağlamda tüm demokratik ve kalkınmış ülkelerde olduğu gibi, ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımı, vatandaşlarımızın bu vatana duydukları aidiyet bilincini güçlendirecek, toplumsal barış ve dayanışmamızı tahkim edecektir. Bunu ayrıca uzun tarihi süreçlerde Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya’daki akraba topluluklar ile aramıza girmiş kültürel bariyerleri aşmamızı sağlayacak stratejik bir unsur olarak değerlendiriyoruz.

Alevi yurttaşlarımızın inanç ve öğreti temelli taleplerine, geleneksel Mürşid, Pir ve Dede ocakları esas alınarak ve modern Alevi örgütlerinin talepleri göz önünde bulundurularak, eşit yurttaşlık hakkı ve demokratik uzlaşı temelinde çözüm bulunacaktır.

Yolsuzlukların kökünden engellenmesi için kamu adına yapılan her türlü işlem, kamu denetimine açık olmalıdır. Bu ancak şeffaflık ilkesi ile sağlanabilir. Hem devlet yönetiminde hem de siyasette şeffaflığı ve hesap verilebililirliği kamu ahlakımızın en temel ilkeleri olarak benimsiyoruz.

Sivil toplum kuruluşları her yönüyle şeffaf olmalı, kayıt dışı ekonomi tümüyle tasfiye edilerek finansal kaynak akışlarına tam anlamıyla şeffaflık getirilmeli, hukuki süreçlerdeki görevlendirmeler tam bir şeffaflık içinde yapılmalı, devlet kurumlarında hiyerarşik şeffaflığı yok eden paralel yapılara asla izin verilmemelidir.