Cumhur ittifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, sosyal medya hesabı üzerinden İBB seçimlerinin iptali, Mazbatanın Ekrem İmamoğlu'ndan alınması ve seçimlerin yenilenmesine yönelik kararıyla ve seçim itirazlarına dair açıklamalarda bulundu.

Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, hiç bir zaman hak etmediği bir işin peşinde olmadığını, şimdiye kadar Bakanlık, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı gibi görevleri üstlendiğini hepsinin Belediye Başkanlığı'ndan daha ağır sorumluluk isteyen işler olduğunu söyleyen Binali Yıldırım'ın açıklamaları:

Bildiğiniz gibi İstanbul seçimlerinde maalesef sandıkta ve sonrasında bazı usulsüzlükler, düzensizlikler ve hatalar oldu. Bununla ilgili şahsım ve partimiz itiraz süreçlerini başlattık. İlçe ve il seçim kurullarında hukuk mücadelemizi verdik.Bugün 'biz mağdur olduk' diyenler gerçeği söylemiyor. Gerçekte mağdur olan benim. Biz gürültü, patırtı yapmadık. Biz devlet adabı görmüş insanız.

Bir konu hukuka intikal ettiyse onun sonucunu sessizce beklemek gerekiyor.Soruyorum size. Aradaki oy farkı binde bir buçuk. 850 bin oy sayıldı, benim oylarımda artma var rakibiminkinde azalma var. Kim mağdur?

Şunu adım gibi biliyorum. Eğer o oyların tamamı tekrar sayılsaydı en az 60 bin oy farkla sandıktan birinci çıkacaktık. Hesabı belli. Yüzde 10'unda 16 bin oy eksildiyse yüzde 90'ında ne kadar oy eksilecek onun hesabını kolayca yapabilirsiniz.Bütün bunlar sandık kurullarının, sandık başkanlarının kanunlara uymayan şekilde teşkili ile oldu.

Sadece 123 tane imzasız, boş seçim sayım tutanağı var. İmzalanmamış veya bomboş ama oylar işlenmiş. Neye göre işlenmiş? Bunları da topladığımıza 42 bin oy ediyor.Neresinden bakarsanız bakın oy hırsızlığı açık seçik yapılmış. Bu hırsızlık YSK'de görüldü ve iptal edildi.Esasında YSK'ye yükleniyorlar. 'Efendim hukuk yok, YSK seçimi elimizden aldı.' Ankara'da seçim oldu, kazandınız hukuk var. Antalya'da kazandınız, hukuk var. Mersin'de, Adana'da kazandınız, hukuk var. İstanbul'da hileniz ortaya çıktı, 'hukuk yok' diye bas bas bağırıyorsunuz.Bu reva mıdır? Seçim kurulu, yaptığı yanlış işlerle bizi de mağdur etmiştir. Şartları tutmayan insanların yaptığı iş ve işlemler yüzünden biz de mağduriyet yaşadık ama biz seçim kurulu üyelerine çete demedik, ağzımıza gelen hakaretleri yapmadık.Konuşmadık, konuşmadık, ağır başlılığımızla sonucu bekledik diye iyice meydanı boş buldular.

Kusura bakmasınlar. 31 Mart'ta sizlerin oylarını gasp edenlere 23 Haziran'da hesabını soracağız ve bu hesabın arkasında olacağız.Hayatım boyunca hiçbir zaman hak etmediğim bir işin peşinde olmadım. Siz destek oldunuz, milletim destek oldu çok büyük yetkiler verdiniz. Milletvekili, Bakan, Başbakan, Meclis Başkanı yaptınız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından daha ağır sorumluluklar verdiniz.Ben burada da hep milletimin, vatandaşlarımızın arzu ettiği ve beklediği görevleri yaptım. Makam, mevki delisi bir insan olmadım. En büyük makamın insanların gönlündeki makam olduğuna inandım. Bugün de hala ona inanıyorum.Marmaray'ı, Avrasya'yı, Osmangazi Köprüsü'nü, hızlı treni, yolları, tünelleri, havalimanlarını yaparken hep kafamdaki düşünce 'halka hizmet Hakk'a hizmet' olmuştur. Bu inançla çalıştım, bundan sonra da aynı anlayış ve titizlikle milletim bana ne yetki verirse onu yapacağım."