Vücuda reset atan besin neymiş belli oldu! Vücudunuz şifa dolacak

Pırasa çok fazla kişi tarafından sevilmese de vücut için hala önemli bir şifa kaynağıdır. Ağırlıklı olarak orta ve doğu Akdeniz bölgesinde yetişen pırasa, kanser hücreleriyle savaşarak sindirim sisteminin düzenlenmesine destek olmaktadır. Bitki Profesörü Aysun Bay Karabulut, bir açıklamasında pırasanın vücuda olan inanılmaz faydalarını detaylı bir şekilde anlatıyor.

Vücuda reset atan besin neymiş belli oldu! Vücudunuz şifa dolacak

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada kış aylarının vazgeçilmez sebzelerinden biri olan pırasanın tarih boyu birçok hastalığa çare olarak kullanıldığını söyledi. Karabulut, özellikle kış aylarında yaygın olarak tüketilen pırasa sebzesinin insan sağlığına az bilinen faydalarını tek tek sıraladı.

 Pırasanın aslında soğan ve sarımsak familyası olan allium familyasına ait olduğunu, ağırlıklı olarak orta ve doğu Akdeniz bölgesinde yetiştiğini söyleyen Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, konuşmasında pırasanın kökeni ile yetiştiriciliğinin aslında ok eskilere dayandığını söyledi. Mutfak geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan bir bitki olan pırasanın, Mısırlılarla Mezopotamyalılar gibi eski uygarlıklar tarafından da yetiştirildiğine vurgu yaoan Karabulut, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

pırasanın faydaları

"Pırasa zamanla Avrupa'nın birçok farklı bölgesine yayılarak önemli bir ilgi odağı haline geldi. Günümüzde pırasa dünyanın birçok yerinde yetiştirilmektedir ve hafif soğan benzeri tadı ve hazırlanma şekli nedeniyle popülerdir. Akdeniz kıyılarında yetiştiği bilinmekte ve özellikle nemli topraklarda yetiştiğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Çöl iklimlerinde de kolaylıkla yetişir. Farmakoloji ve eczacılık biliminde pırasa, özellikle Roma döneminde uykuyu kolaylaştırmak için yemeklerin sonunda tüketilirdi; burada afyona benzer, tıbbi özelliklere sahip bir madde içerdiği düşünülürdü. Bu şekilde daha rahat uykuya daldıklarını bildiriyorlar”

Dünyada baharat ve çeşni şeklinde yaygın şekilde yetiştirilen pırasanın sağlık amaçlı esansiyel yağlar gibi ikincil metabolitleri de içerdiğini belirten Prof. Dr. Karabulut, şöyle devam etti:

"Polisakkaritler, fenoller ve diğer bileşikler kükürt içerir. Bu aktif maddeler yumruya sadece kendine özgü aromasını vermekle kalmaz, ayrıca ama aynı zamanda ona kokusunu da ver. Farklı kök bitkilerinin benzersiz kokuları esas olarak alliin ve isoalliin olmak üzere farklı sistein öncüllerini içerir. Organik sülfitler bitkilerin içeriğinde bulunan ana biyoaktif bileşenlerinden birisidir ve kükürt içeriği bol olan sebzelerin tüketiminin de sağlık üzerinde olumlu etkileri vardır.

SAĞLIĞA BİRÇOK FAYDALARI VAR

Pırasanın faydaları

Düşük kalorili pırasanın C, K vitaminleri ve beta-karoten gibi sülfit içeren antioksidanlar açısından iyi bir kaynak olduğunu belirten Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Pırasanın inflamatuar özelliklerinden dolayı yaşlanma karşıtı özelliği var. Göz sağlığını korumakla birlikte K vitaminine, özellikle de karotenoidler arasında yer alan zeaksantin'e atfedilmektedir. Katarakt ve yaşa bağlı olan makula dejenerasyonu riskine karşı koruma sağlar. Bilimsel çalışmalar sağlıklı kemikleri koruduğunu ve osteoporoz riskini azalttığını göstermektedir. Pırasa kalbe iyi gelir ve kalp atış hızının azaltılmasına yardımcı olur. İyi bir folat, B6 kaynağıdırlar. Ayrıca felç riskini azalttığını da unutmayın. Homosistein seviyelerini dengede tutmaya çalışarak arterlerin daralmasını önler, böylece kan damarı hasarını ve kan pıhtı oluşumunu azaltır.

Kaempferol içeriği sayesinde vücudun uyarıcı bir gaz olarak tanımlanan itrik oksit üretmesine de destek olmaktadır. Bu nedenle kan basıncını düşürür ve atardamarların gevşemesini, genişlemesini sağlar ve kan dolaşımını düzenler. Pırasada bulunan diğer B vitaminlerinin arasında tiamin (B1), riboflavin (B2), niasin (B3) ve az miktarda pantotenik asitte içermektedir. Pırasadaki beta-karoten ve C vitamini içeriği çok yüksektir”

CİLT SAĞLIĞINA FAYDALI

Antioksidan kaynağı şeklinde de bilinen pırasanın cilt sağlığına faydalı etkileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karabulut, pırasanın cildin maruz kalmış olduğu zararlı UV ışınlarına engel olması nedeniyle kozmetik sektöründe de yaygın olarak kullanıldığını, özellikle maskeleme amacıyla kullanıldığını söyledi.

KANSER RİSKİNİ AZALTIR

Pırasanın faydaları

Prof. Dr. Karabulut, ayrıca pırasanın yüksek kükürt ile glutatyon içeriği sayesinde kanser riskini aza indirdiğini de ifade etti. Karabulut, "Diğer allium sebzeler gibi pırasa da içerdiği kükürt nedeniyle başta meme kanseri ve kolorektal kanser olmak üzere kanser riskini azaltıyor. Ayrıca pırasa vücudumuzu beslemeye yardımcı olan lifleri de içerir. Sağlıklı bağırsak florasının desteklenmesine yardımcı olur. Pırasa, bağırsak florasına faydalı olan bol miktarda demir ve lutein içerir. Özellikle biyokimyasal şeklinde incelendiğinde yüksek demir içeriğinden dolayı hemolitik anemi dediğimiz anemiyi de önler. Oksijen ve doku regülasyonu için önemli manganez sinir fonksiyonlarını dengeler. Pırasa da potasyum içeriyor. Düşük sodyum içeriği kan basıncını düşürmeye yardımcı olur.” dedi.

Pırasanın son derece dayanıklı olması nedeniyle kış aylarının sebzesi şeklinde bilindiğini aktaran Karabulut, pırasanın sonbahar ve ilkbaharda da yetiştirildiğini de kaydetti.

Pırasanın birçok vitamin ve mineral içerdiğini belirten Prof. Dr. Karabulut, düzenli ve yeterli miktarda tüketildiği zaman da sağlığa faydalı olduğunu ifade etti. Karabulut, her besin gibi pırasanın da fazla tüketilmesinin istenmeyen sorunlara neden olabileceğini söylerken, “Pırasa güçlü bir idarar sökücüdür ve sindirim sistemini düzenleyen besinlerin başında gelir. Pırasanın gereğinden fazla tüketilmesi durumunda vücutta sıvı kaybı sorunu yaşanacaktır. Ayrıca sindirim sisteminin çalışmasını hızlandırır. Bu ishale neden olur. Bu yüzden pırasayı gereğinden fazla tüketmemeye dikkat etmelisiniz” diye konuştu.