CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, muhtarlarla bir araya geldi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne’de muhtarlarla bir araya geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne’de muhtarlarla bir araya geldi.
Çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Edirne’de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir otelde muhtarlarla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı açıklamada, "Muhtarlık için neden temel bir kanun çıkmaz? Böyle bir kanun teklifini hazırladık. Muhtarların da oluşturduğu bütün kuruluşlara gönderdik" dedi. Muhtarların da fotoğraflı, birleşik oy pusulası olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Niye birleşik oy pusulası yok? Muhtarlar için küçük oy verme kağıtları var. Beğenmediğiniz muhtarın kağıdını alıp çıkıyorsunuz, yeni gelecek kişi için kağıt yok. Belediye başkanları, milletvekilleri herkes için var ama muhtarlar için yok. Sizin için de olmalı. Gelecek diğerleri gibi oy pusulasını atacak. Çok kolay. Birleşik oy pusulası olması muhtarlık kurumuna ciddiyet kazandırmak demektir" ifadelerini kullandı.
"Her muhtarlığın ayrı bütçesi olması lazım"
CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"İster büyük şehirde, ister mahallede, ister köyde muhtarlık yapın. Belediye meclisi karar alıyor mahallenizle ilgili ama sizin haberiniz olmuyor. Niye haberiniz olmuyor? Karar alınıyorsa, sen bu mahallenin muhtarıysan bilmen lazım, yanlış mıdır, doğru mudur sormaları lazım, orada oy kullanmam, söz sahibi olmam lazım. Muhtarı kim seçti? Mahalle sakinleri. Böyle bir karar alınacaksa, yasal olarak yani kanuni olarak muhtarın kendi mahallesiyle ilgili karar görülecekse muhtar o toplantıya katılacak söz, ve karar sahibi olacak. ’Alınan karar çok güzel’ diyecek veya ’karar yanlış, katılmıyoruz’ diyecek. Bu şu anlama geliyor, muhtar seçildiği mahallenin bütün ayrıntılarına ve sorunlarına sahip olan en önemli kişidir. Eğer mahalle ilgili bir karar alınıyorsa muhtarın görüşünün alınması zorunludur. Bu aynı zamanda güçlü bir demokrasi kültürüdür. Çünkü mahalle sakini belediye başkanına kolay kolay erişemez. Muhtarın kapısından her zaman girebilir. Muhtarı boşuna seçmemek ve mahallesine çözüm üreten ve ilgili makamlara yansıtan kişi olarak görmesi lazım vatandaşın. Sizin eminim çok sayıda icra dosyalarından gelir, vatandaşa tebliğ edersiniz. Tebliğ ederken işi gücü bırakıp kapı kapı dolaşırsınız. Niye bunun için bir bedel ödenmiyor size? Anayasada ‘Angarya yasaktır’ diyor. Sizin tebliğ gibi bir göreviniz varsa bedelinin ödenmesi lazım. Sizin işinizi PTT’deki yaparken para alıyor mu? Alıyor. Size de ödenmesi lazım. Her muhtarlığın ayrı bütçesi olması lazım. Diyeceksiniz ki, ’ya Kılıçdaroğlu sen de amma söyledin’. Muhtarlığın da bütçesi olur. Bulunduğunuz yerde, çoğu zaman bina size ait bina değildir. Köyde bir yerde vardır, şehirde kiralıktır. Niye sizin mütevazi güzel bir binanız yoktur? Herkes görmeli ki, bu muhtarlık binasıdır. Biz yapıyoruz mesela. İstanbul’da pek çok belediye başkanımız muhtarlar için tek tip bina yaptı. Belediyeden bir görevli var. Muhtarın oturacağı bir makamı var. Vatandaş görevliyle, muhtarla muhatap oluyor. Bunun bir belediye tarafından değil, devlet politikası olarak yapılması lazım. Muhtarlık için de belli bir yer, makam olmalı. O muhtar kazanır gider, bir başkası gelir, dolayısıyla kişinin bir makamı olur. Herkes bilir ki burası muhtarlara ait bir yerdir. Muhtarlara mutlaka bir kişi tahsis edilmeli" dedi.
"Öyle bir cumhurbaşkanı olmalı ki 83 milyonu kucaklamalı"
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "Son günlerde bir cumhurbaşkanlığı tartışması oluyor. ’Ali mi olsun, Veli mi olsun’, anketler geziyor. Önce ülkesini seven her vatandaşın elini vicdanına koyup şunu düşünmesi lazım; bu memlekete nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı? Asıl sorumuz bu olmalı. Öyle bir cumhurbaşkanı olmalı ki 83 milyonu kucaklamalı. ’Sen doğuda, batıda yaşadın’ hayır efendim, bu memlekette yaşıyorsan, bayrağınla, vatanınla hiçbir problemin yoksa 83 milyonu kucaklamalı. Cumhurun başkanı olmalı, yani tarafsız olmalı, yani bir partinin genel başkanı değil, bütün vatandaşları kucaklamalı" diye konuştu.
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.