Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Kahveci: Mülakat Kul Hakkı Demektir

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı  Önder Kahveci, İstanbul'daki Kamu-Sen Bölge İstişare toplantılarına katılarak burada gündeme ve kamu personelinin sorunlarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Kahveci: Mülakat Kul Hakkı Demektir

Kamu-Sen'in görevde yükselme sınavları ve personel alımlarında mülakat sürecine karşı olduğunu, mülakatın kul hakkı yemeye kadar uzandığını belirten Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Kahveci, "Liyakat ve ehliyet konusu herkesin ağzında ama uygulamada hiçbir şey yok. Mülakata cepheden karşıyız. Mülakat kul hakkı demektir. 90 puan alan insana 10 puan vererek sözlü sınavda eliyorsunuz. Bunu hangi vicdan kabul eder? Yeni bir yönetici atama sistemi getirilmeli hatta yönetici akademisi kurulmalıdır. Bütün bunları kapsayacak bir memur paketi ile bu sorunları rahatlıkla çözebileceğimizi ve rahatlama sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu memur paketinin patenti bize aittir ve takipçisiyiz" ifadelerini kullandı. 3600 ek gösterge beklentileri, vergi dilimi ve yardımcı hizmetliler meselesine ilişkin de konuşan Kahveci'nin konuşmasından satır başları şu şekilde: 

Kamu çalışanlarının sorunlarını kapsayacak bir memur paketi hazırlanarak TBMM gündemine getirilmesi noktasında ısrarcıyız ve bu konuda temas ve çalışmalarımız devam ediyor. Memur paketi çözüm bekleyen bir çok konuyu rahatlıkla halledebilecek ve çalışanların yüzünü güldürecektir. 

Biz bu paketin içinde, tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılmasını istiyoruz. Çalışırken aldıkları maaşları emekliye ayrılınca alamayan ve mağdur olan insanların sorunu çözülsün istiyoruz. 

3600 ek gösterge konusunda sayın Cumhurbaşkanının sözü var ve insanlar umutla bekliyor. Sadece dört meslek gurubu değil tüm kamu çalışanlarını kapsayacak bir adım atılmalı ve verilen söz yere düşürülmemeli. Biz bu konuda çalışmamızı yapıp TBMM’ye verdik. Bu çalışma üzerinden gayet hakkaniyetli bir ek gösterge düzenlemesi yapılabilir. 

Sözleşmeli personelin durumu ortada. 2011 ve 2013 yılında sözleşmeli personele kadro verildi yine verilebilir. Yöneticinin iki dudağı arasına sıkıştırılan bir kamu görevlisinin verimliliği olmaz. Sözleşmeliler perişan, aile hayatları yok, çocukları bir yerde kendileri bir yerde parçalanıyorlar. Bu trajediye dönüşüyor, derhal gerekli adımlar atılmalı. Tabii bu noktada sözleşmelilerin daha verimli çalıştığına yönelik bazı açıklamalar yapıldı. Sözleşmeli personelin kadrolu personele oranla daha verimli çalıştığına dair hiçbir bilimsel ya da bilimsel olmayan bir veri bulunmamaktadır. Kamu çalışanları bu ülkenin gülen yüzüdür. Kurumların içini dolduran devleti temsil eden memurları çalışmıyor gibi göstermek doğru bir yaklaşım değildir. 

Kamuda ikramiye almayan tek kesim memurlar kaldı. Yılda iki defa bayram ikramiyesi talebimiz karşılanmalı. Memurun yüzü güldürülmelidir. 

Yardımcı hizmetliler konusu çözülmeli. Bu insanların beklentilerine cevap verilmeli. Bu insanlara sorumluk verildiyse kadrosu da verilsin. 

Vergi dilimleri konusunda artık ciddi adımlar atılmalı, memurun vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmelidir. Türkiye’nin vergi rekortmeni memurlardır emin olun. Dengeli ve adaletli bir vergi sistemi olmalı. Maaş cebimize girmeden vergimizi ödüyoruz. 

Liyakat ve ehliyet konusu herkesin ağzında ama uygulamada hiçbir şey yok. Mülakata cepheden karşıyız. Mülakat kul hakkı demektir. 90 puan alan insana 10 puan vererek sözlü sınavda eliyorsunuz. Bunu hangi vicdan kabul eder? Yeni bir yönetici atama sistemi getirilmeli hatta yönetici akademisi kurulmalıdır. 

Bütün bunları kapsayacak bir memur paketi ile bu sorunları rahatlıkla çözebileceğimizi ve rahatlama sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu memur paketinin patenti bize aittir ve takipçisiyiz