Naci Görür korkutan uyarıyı! Bu 3 ilde sakın evlere girmeyin
Uzman Naci Görür deprem uyarılarını paylaştı! Tüm detaylar haberimizde.
Naci Görür üç ille ilgili önemli uyarılarını paylaştı! Tüm detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.
NACİ GÖRÜR DEPREM UYARILARI
Prof. Dr. Naci Görür Tunceli, Erzincan, Bingöl illerindeki deprem riskleriyle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Görür açıklamasında şu sözlere yer verdi; 'Erzincan ve Karlıova bölgelerinde olan Kuzey Anadolu fay hattı Yedisu segmenti bulunuyor. Bu bölgedeki tarihsel depremlere bakıldığında son büyük deprem 1784 senesinde yaşanmış. Kuzey Anadolu fay hattında ortalama 250 senelik periyotlarda büyük deprem olduğu düşünülürse o bölgede 7.2, 7.4 büyüklüğünde deprem yaşanabilir. Tunceli ve ilçeleri için büyük risk var. Tunceli ve çevresinde yerleşim alanlarının depreme dayanıklı, dört dörtlük yapılar yok. Tarihsel olarak Yedisu fay hattının kırılma periyodu tamamlandı. Böyle bir deprem Bingöl, Erzincan, Tunceli, Karlıova bölgelerini etkileyecek. Uyarılarıma ısrarla devam ediyorum. Yerel yönetimi uyarma sebebim deprem gelmeden hazırlık yapılması. Her yerde deprem dirençli kent diyorum. Deprem dirençli kentlerin nasıl ve kim tarafından yapılacağını bütün ülkeyi gezip anlatıyorum. Dilimizde tüy bitti. Bingöl, Erzincan, Tunceli ve çevresinin depreme dirençli hale getirilmesi gerekiyor. Başta Tunceli, sözü edilen yerlerde deprem hazırlık çalışmasına başlamalı. Yedisu fay hattı sonsuza kadar orada olacak.
Deprem bugün olmasın, yarın olacak. O sebeple illeri depreme dirençli hale getirip deprem derdinden kurtulmak lazım. Ülkede 500'den fazla canlı fay hattı var. Doğu Anadolu fay hattının birçok yerinde deprem yaşandı. Stres birikimi Antakya ve Kahramanmaraş'tan kuzeye kayması ihtimal dahilinde değil. Karlıova, Erzincan arasındaki segmente tarihsel depremsellik periyodu sebebiyle dikkat etmek gerekiyor. Şimdiye kadar Türkiye'de hiçbir bölge depreme dirençli hale gelmedi. Başta Yedisu fay hattının geçtiği bölgeler olmak üzere ülke genelinde mikro bölgeleme çalışmasının yapılması gerekiyor. Bu çalışma büyük ölçüde fay analizi, deprem dalgasının o bölgedeki etkileşimi, zeminin niteliği, deprem dalgalarının hızı, ivmesi, şiddet dağılımı, nerelerde sıvılaşma olacağı, nerede kaya düşmesi olup olmayacağı gibi bütün verilerin yer alması gerekiyor. Ne yazık ki, İstanbul dışında mikro bölgeleme çalışmaları hiçbir yerde doğru düzgün yapılmıyor. İstanbul'da 1 milyon yüz bin yapı stoğu var. Bunlardan İBB verilerine göre 97 bin tanesi yani 100 bin diyelim büyük hasar alacak. Yıkılacak binalar içinde olan rakam bu. 100 bin bina, her binada yaklaşık 5 katlı olsa, 500 bin kat yapar. Her katta iki daire bulunsa, 1 milyon daire yapar. Her dairede 4 kişi yaşasa 4 milyon insanın can güvenliği tehlikede demek. Bu insanların göçük altında kalma riski fazla olacak. Bu rakamlar bizi de korkutuyor. Marmara bölgesinde birçok ilçeye gidiyorum ama depremi konuşmuyoruz. Deprem zaten olacak, kabul ediyoruz. Eyüp ilçesini nasıl dirençli hale getiririz, Kadıköy bölgesini nasıl depreme dayanıklı hale getirebiliriz bunu düşünmek gerekiyor. İnsanların da bunu konuşması gerekiyor. Bu konuda yerel yönetimler, hükümet ve vatandaş omuz omuza verip çalışarak ülkeyi bu dertten kurtarabilir. Amacımız insanlar ölmesin, her şeye rağmen hizmet edelim.'