İktisatçıdan Açıklama: Halk Kemer Sıkacak

Merkez Bankasında uzun yıllar çalışan iktisatçı Prof. Dr. Bilsay Kuruç, önceki gün açıklanan faiz arttırımını değerlendirdi ve halkın kemer sıkacağını söyledi.

İktisatçıdan Açıklama: Halk Kemer Sıkacak

Son dönemlerde girilen ekonomik sıkıntı her zaman olduğu gibi halkı vurdu. Fiyatlar gittikçe artıyor. Daha önce pazar torbalarının dolduğu paraya şimdi ancak bir kaç eşya alınabiliyor. Hükümet, ekonomik sorunun atlatılması için bazı adımlar atsa da fiyatların artmasına engel olamıyor. Elektrik, doğalgaz gibi birincil ihtiyaçlara gelen zamlar sonrası üretici de daha fazla direnemedi ve ürünlerine zam yapmaya başladı.

Hükümet kamuda tasarrufa gideceğini açıkladı. Çok geç kalınmış bir adım olan kamuda tasarrufta ise ilk iş personel alımına kısıtlama getirilmesi oldu. Atama bekleyen o kadar memur varken tasarrufta ilk başlıklardan birinin personel alımında kısıtlama olması büyük ve haklı tepki çekti.

Uzun yıllar Merkez Bankası’nda Banka Meclisi üyesi olarak görev yapan iktisatçı Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Merkez 'in faiz kararında gecikdiğini söyledi.

FAİZ ARTTIRMAK KALICI ÇÖZÜM DEĞİL

Ekonomik tabloların iyileşmesi için faiz arttırımının yeterli olmadığını, sadece geçici bir hamle olduğunu söyleyen Kuruç, Merkez Bankasının da elinde başka bir silah olmadıuğını söyledi. 

Kuruç açıklamasını şu Casinomaxi şekilde sürdürdü:

- Merkez Bankası önce faizi kontrol edebilmeli. Silahını çekebilmeli ki döviz üzerinde daha sonra fren etkisi yapabilsin. Şu veya bu nedenle yapamayınca, geride kalınca önce enflasyon ufak ufak kıpırdamaya başladı. Faizde gecikmenin etkisiyle sadece döviz üzerinde değil, bir yandan da fiyatlandırmalar başladı. Sermaye girişleri zayıfladı.

-Türkiye’nin siyaset topluluğu sadece iktidar değil muhalefet de dahil buna hiçbir şey olmamış gibi, bu seçim geçti sonraki seçime bakalım havasında. Türkiye’nin içine girdiği ekonomik modelden şüphe eden yok.

-Sermaye sınıfı döviz kredileri sayesinde gelişti. Yeni bir sermaye sınıfı gelişti. Gelinen tablo ekonomik kriz. Türkiye 2018’de sıfır yılına geldi. Kurumsal olarak, sosyal olarak, siyasal olarak, ekonomik anlamda sıfır yılına gelindi. Birçok şey bitti. Kurumlar çürütüldü. Merkez Bankası, Hazine bunlar çok yıprandılar. Krizlerle ilerleyen bir ekonomik model var.

-Dolarizasyon durdurulabilecek bir şey değil. Türkiye’nin dış borcunun yüzde 80’i özel sektör borcu. Ekonomi dolarla işliyor.

-Halk kemerleri sıkacak. Sermayenin krizi atlatabilmesi için ilk yardım daima halktan gelecek. Fiyat artışları, işten çıkarmalar olacak.

- Faiz artırmak çözüm mü? Değil ama başka silahı da yok. Faiz artırılırsa maliyetler yükselecek. Ancak yapabileceği başka bir şey yok. Şirketlere maliyetlerin yükselmesi yansıyacak. İşçi maliyetleri kısılacak. Merkez Bankası’nın yapacağı fazla bir şey yok.

Kamubulteni.com  | Ankara