Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından basın açıklaması yapıyor. Bakan Koca'nın açıklamasından satır başları:

• Hiç bir iyimser cümle, hiç bir umut sizi rehavete sürüklememelidir.
• 24 Saatin sonuçlarını arz etmek istiyorum, bugün 37 bin 535 yeni test sonucunu aldık. Bu sonuçlara göre 3083 yeni hasta tespit edildi. Bugün düne göre hasta sayısının düştüğünü görüyoruz. Toplam vaka sayımız 98 bin 674'e ulaştı, son 24 saat içerisinde 117 hastamızı kaybettik. Düne göre yine düşüş var. 
• Gelmesini en çok umut ettiğimiz günler, hiç vefat haberi vermeyeceğimiz günlerdir.
• Yoğun bakımdaki hasta sayımız 1814, bunların 985'inin solunumu yapay yolla sağlanıyor. Hem yoğun bakım hastalarımızda, hem de entübe hastalarımızda belirgin azalma görülmüştür. Hastalığı yenen hasta sayımız 16 bin 477'ye ulaştı.

• Pandemiye rağmen şu anda bile, gerek servis, gerek yoğun bakım odalarımız, pandemiden önceki kadar bile dolu değil. Bu sayılar bilgiler, hastanelerimizin salgınla mücadeleye nasıl hazırlandığını ortaya koymaktadır.
• Avrupa ülkelerinin, ABD'nin karşılaştığı dramatik sahneleri yaşamamışsak sebebi açıktır. Türkiye'deki hiç bir sonuç sürpriz değil. Dünyanın pek çok ülkesinde hastaların stadyumlarda, fuar alanlarında tedavi edilmeye çalışıldığını gördük. Biz bu dönemde yatak sayımız OECD ortalamasının yarısına yakını olmasına rağmen, biz halen %30 dolulukla bu çalışmaları sürdürüyoruz.
• Bu hastanelerdeki yükü ne kadar hafiflettiğimizi, başarılı sonuç elde ettiğimizi göstermesi için önemli.
• Avrupa'daki yoğun bakım yatak doluluğu ile Türkiye'deki doluluğu karşılaştırdığımızda ülkemiz çok iyi durumda. Türkiye'de her 3 servis yatağından sadece 1 tanesini dolu. 2 tanesi boş. Avrupa'da tüm yatakları dolu halde olduğunu, stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında hasta bakıldığı düşünüldüğünde aradaki fark çok net görülmüş olacaktır. Hatta huzurevlerindeki hastaların hastaneye alınmadığını biliyoruz. 
• 
• Vakaların zatürre oranı her geçen gün azaldı, kırmızı çizgiyle de görülüyor. %60'dan %12'ye kadar zatürreye dönüşüm oranı düştü. 
• Bu da hastalığın erken teşhis, hızlı ve erken başarılı tedavi uyguladığımızı gösteren tablo. Burada kritik durum, pnömoni'nin düşürülmesidir. Bu ne kadar düşerse ölüm oranı azalır.
• Şimdiyse ise zatürreyle doğrudan ilişkili olan ölüm oranlarına bakalım.
• 
• ABD'de ölüm oranı %5.3, İspanya'da %10.5,  İtalya %13.2, Birleşik Krallık %13.5, Çin %5.5, Belçika %14.7, Türkiye %2.3...
• Burada gördüğünüz oranlar ne kadar yüksekse hastalar o kadar geç farkedilmiş demektir. Türkiye'nin %2.3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden olduğunu görüyorsunuz. Bu bizim hastalığı belirtiler ilerlemeden kontrol altına aldığımızı, etkili tedavi uyguladığımızı kanıtlamaktadır. 
• 
• Bizim Çin'e benzer bir ölüm seyri izlediğimiz görülmektedir. Ölüm oranlarının stabilleştiğini, dünyada giderek artan, Türkiye'de giderek stabilleşen tabloyu görüyoruz. İlk 2 haftada bizde de yükseliş görüyorsunuz. Daha sonra ölüm oranlarının ne kadar azaldığını görüyorsunuz.
• 
• İngiltere'nin dünya ortalamasının ne kadar üstüne çıktığı görülüyor. 
• 
• Almanya düşük seyrederken, son haftalarda dünya ortalamasına nasıl paralel seyrettiğini görüyorsunuz.
• 
• İtalya'da sağlık altyapısı çöktüğü için, yaşlı nüfusu yüksek olduğu için vefat oranlarının ne kadar yüksek olduğunu görüyorsunuz.

• Türkiye'de Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i, 60 yaşından küçük, hiçbir hastalığı olmayan kişilerdir. Kimse, 'Bu hastalık bana bir şey yapmaz' dememelidir.

• Kalabalık iftarlar önümüzdeki seneye ertelensin. Ramazan ayında önlemler gevşemesin.

• (İngiltere'deki Aşı testleri) İngiltere'deki aşı testinin yarın başlayacağını öğrendik. Fakat her şey iyi giderse Eylül ayından önce kullanımının söz konusu olmayacağını söyleyebiliriz.

• (Normalleşme Süreci?)  Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde normallaşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak normalleşme sürecine geçebilmemiz, ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza bağlıdır. 

• (İkinci dalga tehlikesi var mı?) Kurallara uyulması halinde yeni dalga beklemiyoruz. Bazı illerimizin daha riskli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bazı illerimizde daha farklı yaklaşımlar içerisinde olabiliriz. Bundan sonraki süreçte, o illerdeki vaka sayısının dağılımıyla doğru orantılı olarak yapacaklarımızı belirlemiş olur.