Birleşik Kamu-İş'e Bağlı Büro-İş Sendikası'ndan Koronavirüs Açıklaması: İşten Çıkarılmalar Yasaklansın

Birleşik Kamu-İş'e bağlı Büro-İş Sendikasından koronavirüs pandemisine yönelik basın açıklaması.

Birleşik Kamu-İş'e Bağlı Büro-İş Sendikası'ndan Koronavirüs Açıklaması: İşten Çıkarılmalar Yasaklansın

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, Büro-İş Genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

Bugün Aylar önce Çin’in Wuhan kentinde başlayıp hızla dünyaya yayılan ve aylar sonra ülkemizde de görülmeye başlayan, gittikçe artarak, çalışma hayatını ve toplum sağlığını olumsuz etkileyen, ölümlere sebep olan Koronavirüs (Kovid-19) salgını ile ilgili Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı sendikamız Büro-İş’in görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz.

Öncelikle Koronavirüs Pandemisi dolayısıyla vefat eden vatandaşlarımıza başsağlığı, ailelerine sabırlar, tedavisi olanlara acil şifalar, özverili çalışan sağlık emekçilerimize, kamu ve özel sektör çalışanlarına, güvenlik güçlerimize kolaylıklar diliyorum. İnşallah bütün dünyalılar olarak bir an önce bu salgından daha fazla kayıp ve hasar vermeden kurtuluruz.

Saygı Değer Basın Mensupları;

Bizler bugün burada Koronavirüs salgınını sendikal felsefe açısından değerlendirip önerilerimizi sunacağız.

Çin’de sosyalist bir virüs olarak meydana gelen, çıplak gözle göremediğimiz, kendi küçük ama etkisi büyük olan KORONA, bütün dünyayı derviş gibi dolaşarak etkisi altına almaktadır. Gerçek sendikacılığın emek dayanışmasını gerektiren sınıf ve kitle sendikacılığı olması gerektiğine inanan ve bu uğurda mücadele eden bizlere göre KORONA bu manada devrim yapıyor. İnsanoğlunun küreselleşen dünyada başaramadığı hak, hukuk, adaleti; küreselleşerek insanlığa ders verir şekilde öğretiyor. Birkaç ay öncesine kadar S-400 leri, patriotları, savaşları, parayı, gücü, neo-liberal politikaları konuştuğumuz dünyada bunların hiçbir öneminin bulunmadığını, hepsinin çöp olduğunu bizlere anlatmaktadır. Bir Ana gibi makam, mevki, din, ırk, mezhep, renk, cinsiyet ayrımı yapmadan herkese eşit davranmakta insanlığı birlik, beraberlik ve dayanışmaya davet etmektedir.

Sendika olarak savunduğumuz temel ilke paylaşımcı, insan odaklı bir yaşamdır. Bilinmeyen evrene karşı bilinen dünyada bütün insanlığın aslında zengininin, fakirinin, kadının, erkeğinin, siyahının, beyazının, dini ve milli farklılıklarının bir öneminin olmadığını, hepimizin insan olarak aynı sınıfta olduğumuzu bu virüs bizlere öğretmektedir. Paylaşırsan tok paylaşmazsan yok olursun diyor.

Kıymetli Basın Mensupları;

Bizler Büro-İş Sendikası olarak Koronavirüs salgını öncesi ve halen devam eden süreçte en çok mağdur olan emekçi kesim olarak elbette söyleyecek çok sözümüz var. Bunların şimdi zamanı olmadığını düşünüyoruz. Zaman birlik zamanı, bu salgından daha fazla zarar görmeden kurtulma zamanıdır. Buradan bütün siyasilere, iktidara, muhalefete, yöneticilere, yurttaşlarımıza seslenmek istiyoruz. Bütün dünya gibi bizimde hazırlıksız yakalandığımız bu virüs her gün katlanarak artmakta, hızlıca yayılmakta ve ölümlere sebep olmaktadır. Siyasi söylemleri bir kenara bırakıp elbirliğiyle bu beladan kurtulmamız gerekiyor. Enerjimizi birbirimizi yıpratmaya değil virüsle mücadeleye harcayalım. Zaman siyasi rant zamanı, hesaplaşma zamanı değildir. Herkes elinden geleni yapmalıdır. Yarın yapmak istesen de yapmaya fırsatın olmayabilir. Bu salgınla mücadelede alanında uzman olup vefat eden Tıp Profesörlerimiz bulunmakta. Gerçekten bu işin şakası yok.

Siyasi maskelerimizi bırakıp, tıbbı koruyucu maskelerimizi takalım.

Buradan sadece Diyanet İşleri Başkanına seslenmek istiyoruz. Korona’nın İsrail’de Ağlama duvarını vatikanı, kabeyi, camiyi kapattığı bir günde insanları kutuplaştırması, siyasi manevralar yapması, yangının hepimizin evine sıçramış olduğu bir durumda yangına körükle gitmesi doğru değildir. Hoş görülü ol, ya ortalıkta görünme ya da hayır işlerine odaklan

Değerli Basın Mensupları;

Bizler KoronAyak olmak istemiyoruz. Kefensiz ceset torbasıyla gömülmek hiç istemiyoruz.

Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bilim ile sözlerim arasında çelişki yaşarsanız bilimi seçin.” sözünü hatırlatarak hurafeleri bir kenara bırakıp akıl ile bilime yönelmeliyiz. Dışa bağımlı ekonomiden vazgeçip Atatürk’ün kamucu ağırlıklı yerli malı karma ekonomik modeli hayata geçirilmelidir.

Tek bir devletimiz var. Bu ülkeye patinaj yaptırmayalım. Amasız fakatsız bütün sendikaların, siyasi partilerin, sermaye kuruluşlarının geniş katılımı ile toplumsal mutabakatın sağlanması gerekir. Virüs bize bunu söylüyor.

Bu kapsamda;

-Dün akşam ki açıklanan son veriler ışığında salgında vaka ve ölüm oranları katlanarak artmaktadır. Öncelikli olarak sosyal izolasyonun asgariye indirilmesi için zorunlu haller haricinde sokağa çıkma yasağı ilan edilsin.

-Çöken Sağlık sistemimizin algoritmasının düzeltme adına; sağlık tesislerinin ve çalışanların tıbbı malzeme eksiklikleri acil olarak tamamlansın,

-Sosyal devlet gereği sağlık kuruluşları kamulaştırılsın, sağlık hizmeti ücretsiz olsun.

- Acil olmayan ödemeler dışında başta Köprü, otoyol, tünel gibi yatırımlar kamulaştırılarak ödenen garanti geçiş ücretleri ile bütün ödemeler durdurulsun.

-Milletin karnını bu krizde Kanal İstanbul doyurmaz. Sağlık ile beraber beslenmesin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Tarım ve hayvancılığa gereken destek verilsin.

-Liyakatli yöneticiler göreve getirilmeli.

-İşten çıkarmalar yasaklansın, işsiz olanlara ve dar gelirlilere kira yardımı yapılsın, bu durumda olanların borçları ertelensin, Elektrik, doğalgaz, su ücretsiz verilsin, gıda yardımı yapılsın.

-Cumhurbaşkanlığı Genelgelerine uyulsun eşi sağlık çalışanı olan ve çocuğu bulunan diğer eş çalıştırılmasın, çalışan insanlar taciz edilmesin, mobing uygulanmasın,

Eğer saydığımız bu öneriler şimdi yapılmazsa emin olun Korona ilerleyen günlerde daha fazla kayıp ile bizlere bunları yaptıracaktır.

Paylaşacağız. Paylaşmak zorundayız. Ya hep beraber ya hiç birimiz.