Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih dönemi başlarken, üniversite adaylarının eğilimleri dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) son yıllardaki kısıtlı öğretmen atama takvimi, eğitim fakültelerine olan ilgiyi ciddi oranda azaltmış durumda.
1-13 Ağustos tarihleri arasında yapılacak olan üniversite tercihleri için okullarda kurulan rehberlik masalarında, öğretmenlik mesleğinin eskisi kadar rağbet görmediği gözlemleniyor. MEB'in önümüzdeki üç yıl için yalnızca 25 bin öğretmen ataması yapacağını açıklaması, bu durumu tetikleyen en önemli faktör olarak öne çıkıyor. Düşük atama sayıları, adayları ve ailelerini öğretmenlik kariyerinden uzaklaştırıyor.
Ancak bu genel karamsar tablonun aksine, eğitim fakültelerinin bir bölümü adeta altın çağını yaşıyor. Hem devlet kadrolarında hem de özel sektörde istihdam olanaklarının son derece geniş olduğu "Özel Eğitim Öğretmenliği" bölümü, adayların yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
Özel Eğitim Öğretmenliği'nin bu denli popüler olmasının arkasında yatan temel sebep, mezunlarının kolayca iş bulabilmesi. Gerek MEB bünyesindeki okullarda gerekse özel rehabilitasyon merkezlerinde sürekli bir personel ihtiyacı bulunuyor. Ayrıca, bu alanda kendi eğitim kurumunu açarak önemli bir girişimcilik başarısı yakalayan profesyonellerin varlığı da genç adaylar için bir cazibe merkezi oluşturuyor.
YKS'nin Alan Yeterlilik Testi (AYT) sözel puan türüyle öğrenci kabul eden Özel Eğitim Öğretmenliği, son yılların en yüksek talep gören bölümlerinden biri haline geldi. Artan otizm ve zihinsel yetersizlik tanıları nedeniyle MEB'in de bu alandaki okul ve kadro sayısını artırmaya yönelik adımlar atması, bölümün geleceğinin parlak olduğunu gösteriyor. Bu nedenle uzmanlar, Özel Eğitim Öğretmenliği'nin önümüzdeki yıllarda da popülerliğini koruyacağını öngörüyor.