Türkiye'de binlerce üniversite mezunu için önemli bir istihdam kapısı olan ücretli öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yeni politikalarıyla köklü bir değişim sürecine giriyor. Özellikle kadrolu atama beklerken yıllarca bu görevi yürüten adayları zorlu bir gelecek bekliyor.
Son yıllarda MEB tarafından sıkça uygulanan "il emri" ve "ilçe emri" gibi atama yöntemleri, ücretli öğretmen ihtiyacının azalmasındaki en temel faktör olarak öne çıkıyor. Bu uygulamalarla, görev yaptığı okulda norm fazlası durumuna düşen kadrolu öğretmenler, ihtiyaç duyulan diğer okullara kaydırılıyor.
Norm fazlası öğretmenlerin, kendi branşlarında boşluk olmasa bile, acil öğretmen ihtiyacı olan farklı branşlara görevlendirilmesi yaygınlaşıyor. Bu durum, daha önce ücretli öğretmenler tarafından doldurulan derslerin artık kadrolu personel tarafından verilmesi anlamına geliyor. Özellikle küçük il ve ilçelerde bu görevlendirmeler, ücretli öğretmenlik pozisyonlarını doğrudan etkiliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın önümüzdeki üç yıllık süreçte toplam 25.000 gibi sınırlı sayıda öğretmen alımı planlaması da bu durumu pekiştiriyor. Hem yeni atamaların kısıtlı olması hem de mevcut kadroların norm fazlası uygulamasıyla daha verimli kullanılması, sistemin ücretli öğretmenlere olan bağımlılığını kademeli olarak ortadan kaldıracak gibi görünüyor.