Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Komisyonda yaptığı konuşmada, “Hepimiz biliyoruz ki bu ülke, bu topraklar, bu bayrak; kolay kazanılmadı. Şehitlerimizin kanıyla, gazilerimizin fedakârlığıyla, analarımızın gözyaşıyla, babalarımızın alın teriyle yoğruldu. Sultan Alparslan’ın fethettiği bu topraklar, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kahraman Türk milletinin verdiği muazzam kurtuluş mücadelesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin beşiği oldu.” ifadelerini kullandı. Uzun bir süreden beri ülkemizin bölücü terör sorunu yaşadığını hatırlatan Genel Başkan, terör nedeniyle çok sayıda vatan evladının şehit olduğunu belirtti ve ülkemizin geleceğinin şehit ve gazilerimizin emekleriyle şekilleneceğine vurgu yaptı. Bölücü terörün ülkemize yalnızca askeri alanda değil ekonomik, siyasi ve sosyal alanda da büyük zararlar verdiğine değinen Genel Başkan, “Bu saldırılarla eğitimden sağlığa, yerel yönetimlerden adalet sistemine kadar kamu hizmetinin temel taşlarını çökertmek ve devlet otoritesini zayıflatmak amaçlanmıştır. Eğer bu süreçte çevre ülkelerimizde gördüğümüz gibi bir iç savaşa sürüklenmediysek bu, milletimizin bin yıllık kardeşlik hukukuna sahip çıkmasıyla mümkün olmuştur.” dedi. Terörsüz bir Türkiye’de yaşamanın herkesin özlemi ve arzusu olduğunu belirten Kahveci, terörün bitmesiyle ülkenin bütün enerjisinin ve kaynaklarının daha verimli kullanma imkânına kavuşulacağını belirtti. Terörsüz Türkiye vizyonunun, yalnızca bir tehdidi bertaraf etmeye değil aynı zamanda bölgesel barış düzenine katkı sunan bir devlet aklının, Büyük Türkiye hedefine işaret etmekte olduğunu ifade etti. Terörsüz Türkiye hedefinin ancak ve ancak örgütün yurt içinde ve yurt dışındaki bütün unsurlarının kayıtsız şartsız silahlarını teslim etmesi, terörden vazgeçmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerine bağlı kalınacağına dair tam bir taahhütle anlam bulacağına vurgu yapan Genel Başkan, “Bizim için en önemli mesele, bu süreçte anayasal çerçevenin titizlikle korunmasıdır. Anayasamızın 1. maddesi Cumhuriyet rejimini güvence altına alır. 2. maddesi devletin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu ifade eder. 3. maddesi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, başkentini, bayrağını, dilini, milli marşını korur. 4. maddesi, ilk 3 maddenin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini hükme bağlar. 42. maddesi, Türkçeden başka hiçbir dilin, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamayacağını ve öğretilemeyeceğini belirtir. 66. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğunu hükme bağlar. Bizim açımızdan “Terörsüz Türkiye” hedefinin kilit noktası, Anayasamızın yukarıda zikrettiğim ilk 4 maddesi ile 42 ve 66. maddelerinde ifadesini bulan ilkelerin etrafında toplanmaktan geçmektedir. Bu ortak değerler etrafında birleştikten sonra süreci yönetirken, sadece güvenlikçi bir anlayışla değil; hukukla, adaletle, vicdanla, onarıcı bir yaklaşımla hareket etmek zorundayız.” dedi. Kahveci konuşmasını “Bu süreçte aziz şehitlerimizin hatırasına halel getirecek her türlü karar ve davranıştan uzak durulması, gazilerimizin emeğini boşa çıkaracak adımlardan kaçınılması zorunludur. Bu milletin birliği, aziz şehitlerimizin kanı üzerine inşa edilmiştir. Aydınlık geleceğimiz de şehitlerimizin kanlarıyla şekillenecektir. Onların hatırası bu topraklarda ebediyen yaşayacak, onların fedakârlıkları boşa gitmeyecektir. Bu topraklarda yaşayan herkes, aynı bayrağın gölgesinde, aynı milli marşla hayat bulmaktadır. Hiç kimse bir diğerinden üstün değildir; hiç kimse diğerinden eksik değildir. Aziz şehitlerimizin ruhu şad, gazilerimizin ömrü uzun, milletimizin birliği ve dirliği daim olsun.” sözleriyle sonlandırdı.