Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı okullarda görev yapan öğretmenler, son dönemde "norm fazlası" olmanın getirdiği zorluklarla mücadele ediyor. Kadro fazlası durumuna düşen eğitimcilerin en büyük endişesi ise aynı il sınırları içinde, yaşadıkları yerden saatlerce uzaklıktaki ilçelere habersizce ve zorunlu olarak atanmak, yani resen atama.
Bu durum, özellikle aile düzeni kurmuş öğretmenler için ciddi bir mağduriyet yaratıyor. Birçok öğretmen, aile birliğini korumak adına her gün saatlerce yolculuk yapmayı göze alsa da bu sürdürülebilir bir çözüm olmuyor. İşte bu noktada, resen atama belirsizliğinden kurtulmak isteyen eğitimciler için il dışı tayin bir kaçış yolu haline geliyor.
Son yıllarda norm fazlası öğretmenlerin zorunlu atamalardan kurtulmak için en çok tercih ettiği şehir ise İstanbul olarak öne çıkıyor. Türkiye'nin en kalabalık metropolü, aynı zamanda en yüksek öğretmen açığına sahip illerden biri. Bu durum, İstanbul'a tayin isteyen bir öğretmenin norm fazlası olma ihtimalini büyük ölçüde azaltarak bir nevi güvence sunuyor.
Ancak bu tercihin ağır bir bedeli var. Bağımsız kuruluşların verilerine göre, İstanbul'da dört kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gereken aylık gelir 100.000 TL'yi aşmış durumda. Bu yüksek yaşam maliyetine rağmen, özellikle eşi de kamu personeli olan öğretmenler, aile düzenlerini korumak ve resen atama riskinden kalıcı olarak kurtulmak için İstanbul'a gitmeyi göze alıyor. Bu durum, öğretmenlerin yaşadığı çaresizliği ve sistemdeki sorunun boyutunu gözler önüne seriyor.