Türkiye'de yatırım amaçlı konut alımının zorlaşması, Türk vatandaşlarının rotasını yurt dışına çevirmesine neden oldu. Sektör uzmanlarına göre, yılın ilk yedi ayında yurt dışından satın alınan konutların toplam değeri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 24,5 artarak 1 milyar 498 milyon dolara ulaştı. Bu ivmenin devam etmesi halinde, 2024 sonunda rakamın 3 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Bu yönelimin arkasında ise Türkiye'deki ikinci konut kredilerindeki kısıtlamalar, yüksek faiz oranları ve vergi mevzuatları gibi önemli etkenler yatıyor.
YATIRIMCIYI YURT DIŞINA İTEN SEBEPLER
Türk yatırımcıların yurt dışında mülk edinme arayışında başta ABD olmak üzere Dubai, Yunanistan, Malta, Karadağ ve İngiltere gibi ülkeler öne çıkıyor. Yapılan analizler, Türklerin yurt dışı yatırımlarının yüzde 45,2'sinin konut alımlarından oluştuğunu gösteriyor. Bu tercihin en büyük nedenlerinden biri, Türkiye'de ikinci bir ev almak isteyenlere uygulanan kredi limitleri. İlk evini alacaklara konut değerinin yüzde 80'ine kadar kredi verilirken, yatırım amaçlı ikinci ev alımlarında bu oran yüzde 20-25'lere kadar düşüyor. Yüksek faiz oranları da eklenince, yurt içinde yatırım yapmak cazibesini yitiriyor.
VERGİ AVANTAJLARI VE 'GOLDEN VISA' ETKİSİ
Yurt dışına yönelişi tetikleyen bir diğer önemli faktör ise vergi avantajları ve oturum izni programları. Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan, Malta ve Gürcistan gibi ülkeler, düşük emlak vergileri ve tapu harçları ile yatırımcıları cezbediyor. Buna ek olarak, özellikle Avrupa ülkelerinin sunduğu 'Golden Visa' programları büyük ilgi görüyor. Örneğin, Yunanistan'da 250 bin avroluk bir gayrimenkul alımı oturum izni sağlarken, İspanya ve Portekiz'de 500 bin avroluk yatırımlar vatandaşlık kapısını aralıyor. Bu programlar, yatırımcılara sadece mülk sahibi olma değil, aynı zamanda uluslararası serbest dolaşım imkanı da sunuyor.
YURT DIŞI YATIRIMININ RİSKLERİNE DİKKAT
Yurt dışında konut almak birçok avantaj sunsa da beraberinde ciddi riskler de getiriyor. Yatırımcıların, hedeflenen kira getirisinin beklentilerin altında kalması, yüksek sigorta ve emlakçı komisyonları, fahiş aidatlar ve bakım masrafları gibi ek maliyetlerle karşılaşabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca, yaşanabilecek hukuki anlaşmazlıkların çözümü ve mülkün doğal afetlere karşı korunması gibi konular, yatırım yapmadan önce dikkatle değerlendirilmesi gereken kritik noktalar olarak öne çıkıyor.