Öğretmene Şiddetin Perde Arkası: Veli Terörü Çocukları Nasıl Etkiliyor?

Okullarda artan öğretmen şiddeti, sadece bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda çocukların geleceğini tehdit eden derin bir toplumsal krizi yansıtıyor. Peki, öğretmene saldıran bir veli, çocuğuna aslında hangi mesajı veriyor? İşte iyi ebeveynlik ve eğitime saygının önemi.

Mutlu ve başarılı çocuklar, şiddetten arınmış evlerde ve eğitime değer veren toplumlarda yetişir. Diyarbakır Bağlar'daki bir ilkokulda iki velinin bir öğretmeni darp etmesi, bu temel ilkenin ne denli sarsıldığını gösteren acı bir örnektir. Bu olay, basit bir saldırıdan çok daha fazlasını, aile-okul ilişkilerindeki derin krizi ve toplumsal çürümeyi gözler önüne sermektedir.

Öğretmene yönelen şiddet, aslında en büyük zararı çocuğun kendisine verir. Çünkü bir çocuğun gelişimi, sadece ailesinden gördüğü sevgiyle değil, aynı zamanda öğretmeniyle kurduğu güven dolu ilişkiyle şekillenir. Pedagojik açıdan bakıldığında, öğretmen öğrenme sürecinin en önemli rehberidir. Bir ebeveynin bu rehbere saldırması, çocuğun bilinçaltına şu tehlikeli mesajları gönderir: “Sana bilgiyi aktaran kişi değersizdir” ve “Sorunlar konuşarak değil, kaba kuvvetle çözülür.”

Bu mesajlar, çocuğun ruhsal dünyasında onarılması zor yaralar açar. Kendine ve otoriteye olan saygısını yok eder, öğrenme hevesini kırar ve şiddeti bir sorun çözme yöntemi olarak normalleştirmesine neden olur. Aile ve okul, bir çocuğun sosyalleşme sürecindeki en temel iki halkadır. Bu halkalardan biri koptuğunda, çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi imkânsız hale gelir.

Modern toplumda başarının sadece sınav notlarıyla ölçülmesi, birçok ebeveyni yanlış bir yola itmektedir. Veliler, çocuklarının her başarısızlığını öğretmenin hatası gibi görmekte ve işbirliği yerine çatışma yolunu seçmektedir. Oysa öğretmene uygulanan şiddet, çocuğun başarısına değil, tam aksine başarısızlığına ve mutsuzluğuna zemin hazırlar. Çünkü saygı görmediği bir ortamda hiçbir öğretmen verimli olamaz ve hiçbir çocuk öğrenmeye istekli olmaz.

Çocuğunun iyiliğini isteyen bir ebeveyn, suçu dışarıda aramadan önce kendine şu soruları sormalıdır: Çocuğumu olduğu gibi mi seviyorum, yoksa sadece başarılarını mı? Öğretmeniyle yapıcı bir diyalog kuruyor muyum, yoksa onu bir rakip olarak mı görüyorum? Çocuğuma doğru bir rol model olabiliyor muyum? Öğretmenini darp eden bir ebeveyn, çocuğuna şiddeti ve saygısızlığı miras bırakır.

Unutulmamalıdır ki, çocuklar söylenenleri değil, gördüklerini yaparlar. Ebeveynin öfkesi, nefreti ve şiddeti, doğrudan çocuğun karakterine işler. Öğretmene gösterilen saygı ise sadece bir kişiye duyulan hürmet değil, aynı zamanda bilgiye, eğitime ve medeniyete duyulan saygının bir ifadesidir. Bu saygı, çocuğun gelecekte başarılı, mutlu ve topluma faydalı bir birey olmasının temelini oluşturur.

Kısacası, iyi ebeveynlik bir çocuğa verilebilecek en büyük armağandır. Öğretmene saygı duymak ise bu armağanın en parlak ve en değerli parçasıdır. Çünkü öğretmenin itibarı düştüğünde, aslında en çok kaybeden çocuklarımız olur.

Kamudan Haber Haberleri