Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2024 yılı için açıkladığı öğretmen atama sayıları, binlerce adayı hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle bazı branşlara ayrılan kontenjanların beklentilerin çok altında kalması, KPSS puanıyla atanma umudu taşıyan eğitimciler arasında büyük bir üzüntüye neden oldu.
Atama bekleyen on binlerce öğretmen varken bazı branşların kontenjanının sembolik rakamlarda kalması, "Kontenjanlar neye göre belirleniyor?" sorusunu yeniden gündeme getirdi. Bu durumun arkasında Bakanlığın titizlikle yürüttüğü bir ihtiyaç analizi ve planlama süreci yatıyor.
Kontenjan Dağılımı Nasıl Yapılıyor?
Öğretmen atamalarındaki kontenjan dağılımı, birkaç temel ve dinamik kritere göre şekillenmektedir. MEB, her atama dönemi öncesinde Türkiye genelindeki okulların mevcut durumunu analiz ederek bir ihtiyaç haritası oluşturur. Bu süreçte dikkate alınan en önemli faktörler şunlardır:
Okulların İhtiyaç Durumu: Ülke genelindeki okullarda hangi branşta ne kadar öğretmen açığı olduğu, kontenjanların belirlenmesindeki en temel ölçüttür. Özellikle öğrenci sayısı artan veya yeni açılan okulların bulunduğu bölgeler öncelikli hale gelir.
Branşlardaki Doluluk Oranları: Mevcut öğretmen sayısının o branştaki toplam norm kadroya oranı, yani doluluk oranı, dağılımı doğrudan etkiler. Doluluk oranı yüksek olan ve emekli sayısının az olduğu branşlara doğal olarak daha az kontenjan ayrılmaktadır.
Eğitim Politikaları ve Öncelikler: Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği stratejik hedefler ve eğitim politikaları da kontenjan dağılımında belirleyici rol oynar. Belirli alanlara yönelik teşvikler veya yeni müfredat programları, o branşların kontenjanını artırabilir.