Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından duyurulan yeni atama sistemi ve düşürülen kontenjanlar, öğretmen adayları arasında büyük bir endişeye neden oluyor. Özellikle 'Milli Eğitim Akademisi' uygulamasının getireceği yeni süreç, üniversite tercihi yapacak gençlerin eğitim fakültelerine olan ilgisini azaltma potansiyeli taşıyor. Bu durum, on binlerce öğretmen adayının geleceğe dair planlarını yeniden gözden geçirmesine yol açıyor.
Ancak bu genel karamsar tablonun aksine, bir branş var ki mezunlarına adeta altın tepside bir kariyer fırsatı sunuyor: Özel Eğitim Öğretmenliği. Diğer branşlarda atama bekleyen aday sayısı her geçen gün artarken, özel eğitim alanındaki büyük personel açığı bu bölüm mezunlarını bir adım öne çıkarıyor.
Resmi rakamlar da bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye genelinde toplam öğretmen ihtiyacı 76.625 olarak belirlenmişken, bu ihtiyacın 29.453'ünü tek başına özel eğitim öğretmenleri oluşturuyor. Bu da demek oluyor ki, MEB'in en acil öğretmen ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ı bu kritik alanda yoğunlaşıyor.
Bu veriler ışığında, Özel Eğitim Öğretmenliği bölümü, atama sürecinde diğer branşlara kıyasla çok daha avantajlı bir konumda bulunuyor. Hem mevcut öğrenciler hem de üniversite tercihi yapacak adaylar için bu bölüm, mezuniyet sonrası mesleğe hızlı bir başlangıç yapma konusunda en güvenilir kapılardan biri olarak öne çıkıyor.