Yaklaşık 4 milyon kamu görevlisi ve 2,5 milyona yakın memur emeklisinin kaderini belirleyecek olan toplu sözleşme görüşmeleri, Memur-Sen Konfederasyonu'nun gündeme getirdiği 'dayanışma aidatı' önerisiyle şimdiden hararetlendi. Bu teklif, yetkili sendika olan Memur-Sen'e üye olmayanların da toplu sözleşme kazanımlarından faydalanabilmesi için aidat ödemesini öngörüyor.
Kamu görevlileri sendikacılığında 11 hizmet kolunun 10'unda yetkili olan Memur-Sen, bu hamlesiyle masadaki gücünü pekiştirmeyi hedefliyor. Teklifin kabul edilmesi halinde, Türkiye Kamu-Sen'in yetkili olduğu tek hizmet kolu dışında kalan tüm alanlarda, diğer sendikalara üye olan veya herhangi bir sendikaya bağlı olmayan memurlar, toplu sözleşme haklarından yararlanmak için Memur-Sen'e bir 'dayanışma aidatı' ödemek zorunda kalacak. Yasal olarak sendikaya üye olamayan kamu görevlileri de bu haktan aynı şekilde aidat karşılığında faydalanabilecek.
Memur-Sen'in talepleri bununla sınırlı değil. Konfederasyon, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nda köklü değişiklikler yapılmasını ve bu sürecin Haziran 2026'ya kadar tamamlanmasını istiyor. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuatın, kendi katılımlarıyla yeniden düzenlenmesini talep ediyor. Özellikle mühendis, mimar ve şehir plancısı gibi teknik personelin mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesi sürecinde de etkin rol oynamayı amaçlıyor.
Gündeme getirilen bir diğer dikkat çekici öneri ise 'ek protokol' düzenlemesi. Memur-Sen, yüksek enflasyon gibi olağanüstü ekonomik koşullarda toplu sözleşme hükümlerinin güncellenmesi için ek protokol yapılmasını ve bu protokolün yalnızca yetkili sendika olan kendileriyle imzalanmasını talep ediyor. Bu durum, Memur-Sen'in toplu sözleşme sürecindeki etkisini kalıcı hale getirme stratejisinin bir parçası olarak yorumlanıyor.
Dayanışma aidatı teklifi, sendikal rekabeti zayıflatacağı ve tekelleşmeye yol açacağı endişesiyle ciddi eleştirilere maruz kalıyor. Sosyal medyada bazı çevreler tarafından tepkiyle karşılanan bu öneri, Memur-Sen tarafından 'toplu sözleşme kazanımlarının daha geniş bir kitleye yayılması' olarak savunuluyor. Ancak Danıştay'ın geçmiş yıllarda benzer dayanışma aidatı uygulamalarını iptal eden kararları bulunurken, Memur-Sen'in bu talebindeki ısrarı dikkat çekiyor.
1-31 Ağustos 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde bu taleplerin nasıl bir yankı bulacağı ve yaklaşık 6,5 milyonluk bir kitleyi doğrudan etkileyen sürecin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Görüşmelerin sonucu, Türkiye'de çalışma hayatı ve sendikal dengeler için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.