Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) en stratejik birimlerinden biri olan Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, aylardır devam eden ve artık gizlenemeyen bir yönetim kriziyle çalkalanıyor. Genel Müdür Halil İbrahim Topçu ve Genel Müdür Yardımcısı Hatice Özdemir arasında yaşanan gerilim, kurumdaki çalışma huzurunu bitirme noktasına getirdi. Aynı memleketli olan iki yöneticinin anlaşmazlığı, Karadeniz'in hırçın dalgaları gibi kurumun duvarlarına çarpıyor.
Krizi tetikleyen olayın, aylar önce Bursa'da düzenlenen bir programda yaşandığı iddia ediliyor. Genel Müdür Topçu ile yardımcısı Özdemir arasında başlayan tartışma, zamanla derinleşerek tüm birime yayılan bir soğuk savaşa dönüştü. İki yönetici arasındaki iletişim kopukluğu, genel müdürlükteki işleyişi de olumsuz etkilemeye başladı.
Gerilim sadece iki isimle sınırlı kalmadı. İddialara göre, Daire Başkanı Selman Küçük'ün izin talebinin Genel Müdür Topçu tarafından sert bir üslupla geri çevrilmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Yaşanan hararetli tartışmanın ardından Daire Başkanı Küçük'ün emeklilik dilekçesini vererek görevinden ayrılma kararı aldığı öğrenildi.
Ankara kulislerinde konuşulanlara göre, kurumda yaşanan bu yoğun stres ve baskı ortamı, Genel Müdür Topçu'nun sağlığını da etkiledi. Daha önce de rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı bilinen Topçu'nun yaşadığı sağlık sorunlarının arkasında bu gerilimin yattığı öne sürülüyor.
Sorun, artık görmezden gelinemeyecek bir boyuta ulaşınca, bakanlık üst yönetiminin devreye girdiği belirtiliyor. Eğitim camiasında dillendirilen en güçlü senaryo ise "çifte görevden alma" formülü. Buna göre, krizin taraflarından sadece birinin görevde kalması, "zafer" algısı yaratarak yeni bir gerilimi tetikleyebilir. Bu nedenle, kurumda huzuru kalıcı olarak sağlamak için hem Genel Müdür Halil İbrahim Topçu'nun hem de yardımcısı Hatice Özdemir'in görevden alınmasının masada olduğu ifade ediliyor.
Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala, milyonlarca öğrenciyi ve öğretmeni doğrudan ilgilendiren Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nde yaşanan bu krizin acilen çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde, merkezde bozulan çalışma barışının okullara yansıması ve eğitim sisteminde daha büyük sorunlara yol açması kaçınılmaz görünüyor.