Türkiye'de gayrimenkul sektörü, düşen konut kredisi faiz oranlarının etkisiyle yeniden hareketlendi. Mevduat faizlerinin yatırımcılar için cazibesini yitirmesi ve konutun "güvenli liman" olarak görülmesi, piyasaya olan ilgiyi artırdı. Özellikle kredi faizlerindeki düşüş, ev sahibi olmak isteyenler için yeni bir fırsat penceresi açtı.
Merkez Bankası’nın son dönemdeki faiz indirim adımları, konut kredisi maliyetlerine doğrudan yansıdı. Aylardır yüzde 3 seviyesinin üzerinde seyreden kredi oranları, psikolojik sınırın altına gerileyerek alıcıları cesaretlendirdi. Özellikle bazı kamu bankalarının faiz oranlarını yüzde 2,69 gibi seviyelere çekmesi, daha önce yüksek maliyetler nedeniyle ev hayalini erteleyen orta gelirli vatandaşların yeniden piyasaya dönmesini sağladı.
Faiz oranlarındaki bu düşüş, ev alacakların ödeme yükünü de önemli ölçüde azalttı. Örneğin, 120 ay vade ile 1 milyon TL kredi kullanan bir vatandaşın aylık taksitleri 28 bin ila 30 bin TL bandına gerilerken, toplam geri ödeme tutarı yaklaşık 3 milyon 400 bin TL seviyesine indi. Birkaç ay önce aynı kredi için geri ödeme miktarı 4 milyon TL'yi aşıyordu.
Sektördeki bu olumlu hava, beklentilere de yansımış durumda. KONUTDER ve NielsenIQ Türkiye tarafından gerçekleştirilen son beklenti anketine göre, gayrimenkul firmalarının yüzde 76'sı önümüzdeki dönemde kredili konut satışlarının artacağını öngörüyor. Bu veri, piyasanın geleceğe yönelik güvenini de ortaya koyuyor.
Bankaların sunduğu uygun kredi koşullarına ek olarak, inşaat firmaları da kendi kampanyalarıyla piyasayı destekliyor. Peşinat erteleme, vade farksız taksit imkanları ve yüzde 0,99 gibi düşük oranlarla sunulan şirket içi finansman modelleri, konut alımını daha erişilebilir kılıyor.
Sektör temsilcileri, faiz indirimlerinin devam etmesi halinde yıl sonunda toplam konut satışlarının 1,3 milyon adedi aşabileceğini belirtiyor. Bu hareketlilik, sadece emlak sektörünü değil, aynı zamanda çimento, demir-çelik ve mobilya gibi 200'den fazla alt sektörü de olumlu etkileyecek. Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, "Konut kredisi faizlerindeki istikrarlı bir düşüş, hem ev sahipliği oranını artırır hem de ekonominin geneline yayılarak istihdamı destekler," ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, piyasanın geleceğinin Merkez Bankası'nın atacağı adımlara bağlı olduğunu vurguluyor. Faiz oranlarında kalıcı bir düşüş trendinin yakalanması durumunda, 2026 yılında satışların 1,5 milyon adedin üzerine çıkabileceği tahmin ediliyor. Ancak bazı ekonomistler, ani ve hızlı faiz indirimlerinin konut fiyatlarında yeni bir artış dalgası yaratabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Sonuç olarak, düşen kredi faizleri Türkiye'de konut piyasasına taze bir soluk getirmiş durumda. Hem alıcılar hem de satıcılar için olumlu bir tablo çizen bu gelişmelerin, ekonomi genelinde de pozitif bir etki yaratması bekleniyor.